El-Cezire'nin internet sitesi 60 yaşındaki Faslı hattatın keçi derisine Kur’an yazma sanatını konu alan bir haber yayımlandı. Rapor şöyle:
Engelli adam havyayı sağ eliyle tutarken vücudunun geri kalan kısmını hareket ettiremiyor. Felak Suresi’nin ayetlerini titizlikle bir keçi derisi parçasına yazmaya çalışırken yüzü heyecanla parlıyor, kelimeleri deriye dikkatlice yerleştiriyor ve satırlar boyunca kesin kurallara ve oranlara göre hizalamaya çalışıyor.
Fas’ın başkenti Rabat’ın kuzeyindeki Kuneytra kentindeki evinin -aynı zamanda sanat galerisi de olan- küçük ve sıkışık bir odasında tekerlekli sandalyesinde oturan Ömer el-Hadi, elinde çeşitli büyüklükteki alet ve kalemlerle, bütün düşünceleri bu eserde, dikkatle ve alçakgönüllülükle Kur’an-ı Kerim’den ayetler yazmaya devam ediyor.
Çocukluğundan beri yaşadığı fiziksel engele rağmen pes etmeyen hattat Ömer, Kur’an-ı Kerim’e olan tutkusuyla çalışmalarını sürdürüyor. El-Cezire’ye verdiği röportajd, Müslümanlar için bu günün kutsallığı nedeniyle çalışmalarına başlamak için 2015 yılı cuma sabahını seçtiğini, Kur’an-ı Kerim’i yazdırma çalışmalarının üç yıl sürdüğünü söyledi.
Ömer, Kur’an-ı Kerim’in keçi derisi üzerine lehim havyasıyla ilk kez yazıldığını, daha önce kimsenin yapmadığı yeni bir deneyim olduğunu ifade ederek bunu bir başarı olarak değerlendiriyor.
Ömer’in çeşitli eserleri arasında, ilk Kur’an-ı Kerim’in sayfaları, hat güzelliği ve süslemesiyle benzersizdir. Bu arada, Ömer’in yardımıyla Kur’an ezberlemeyi öğrenen dört kız öğrenci, hiçbir hata olmadığından emin olmak için öğretmenlerinin çalışmalarını gözden geçiriyor.
Keçi derisine yazılmış Kur’an sayfaları
Kur’an yazımını tamamladığından dolayı mutlu olduğunu belirten Ömer, yüzünde memnuniyet dolu bir tebessümle, “Bana bu onuru bahşeden Allah’a şükürler olsun bu sanat hayatıma ışık tuttu.” dedi.
Ömer’in yaptığı nüshanın ağırlığı yaklaşık 100 kg olup, her biri yaklaşık 55 cm uzunluğunda ve 36 cm genişliğinde olan 565 adet keçi derisi üzerine yazılmıştır.
Bu eseri, onun ahşap, deri ve bakırı ustalıkla kullanma ve bunları göz alıcı güzellikte sanat şaheserlerine dönüştürme konusundaki nadir yeteneğini ortaya koyuyor.
Ömer, kendisini Kur’an yazmaya yönelten en önemli etkenin, kendisini sürekli teşvik eden dostlarının çabaları olduğunu söylüyor.
Ömer’in hikayesi, bu işin yüreğine yerleştiği günden bu yana, 10 yıldır, her gün yaşadığı tutku ve heyecanın hikayesidir.
Son eserinin akıbetinden habersiz olsa da, Mekke’deki Mescid-i Haram’da kullanılmasını umduğu Kur’an’ın yeni bir nüshasını yazmaya başladı.
Keçi derisi üzerine havya ile yazılan Kur’an
“Yedi yaşından beri bir hocası olmadan, sadece taklit ve çalışma yoluyla öğrendiği hat sanatıyla meşgul olduğunda, gözlerine uyku girmiyor” diyen Ömer’in eşi gününe sabah 2’de başladığını sadece birkaç fincan kahve içmek için ara verdiğini ve kimsenin onu rahatsız etmeyeceği, sessiz bir ortamda, özel galerisinde çalışmayı tercih ettiğini ifade etti.
35 yıldır resim ve hat sanatından başka bir şey yapmayan Ömer içi bu sadece bir hobi bir gelir kaynağı değil aynı zamanda yaşadığı ve çevresindekilerle konuştuğu bir yaşam projesi.
Doğu Fas’taki Gerada şehrinin dağlık bölgesinden uzakta olan Ömer, kendi dünyasını yaratmaya karar verdi ve Kuneytra’nın mütevazı bir semtinde çocuklara eğitim vermek için okullar kurdu.
Yoldan geçenler, göz kamaştırıcı yaratıcılıkların yer aldığı atölyeye pek dikkat etmiyor. Ama Ömer, bu atölyede gördüğü her şeyi bir sanat eserine dönüştürüyor.
Kendisini düzenli olarak ziyaret eden dostu Hacı Beriklu’ya göre, hayatının eseri yaratıcılık ve azmin bir araya gelmesinden oluşuyor.
Faslı hattat Ömer diğer eserlerinde hayata olan sevgisini dile getiriyor ve engelini yenmiş bir yaratıcılık sergiliyor.
4281888