IQNA

Ayetullah Hamaney: İsrail rejimi ve ABD’ye karşı kazanılan zafer İran milletinindir

9:37 - June 27, 2025
Haber kodu: 3488095
IQNA - İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, Siyonist rejimin saldırısı sonrası yaptığı üçüncü televizyon konuşmasında, İsrail ve ABD’ye karşı kazanılan zaferi kutladı, halkın birlik ve direnişine övgüde bulundu. “teslimiyet” çağrılarına sert yanıt verdi.

Lider Ayetullah Hamaney'in mesajının tam metni: Bismillahirrahmanirrahim Değerli ve aziz İran milletine selam ve hürmetlerimi sunuyorum. Öncelikle, son olaylarda şehit düşen değerli şahsiyetleri, şehit komutanları ve şehit bilim insanlarını saygıyla anıyorum. Bu kişiler gerçekten İslam Cumhuriyeti için çok kıymetliydiler, büyük hizmetlerde bulundular ve bugün de Allah katında bu üstün hizmetlerinin karşılığını almaktadırlar, inşallah. Büyük İran milletine birkaç tebrik sunmam gerektiğini düşünüyorum: İlk tebrik, sahte Siyonist rejime karşı kazanılan zafer içindir. Tüm yaygaralarına ve iddialarına rağmen, Siyonist rejim İslam Cumhuriyeti'nin darbeleri altında neredeyse yere serildi ve ezildi. İslam Cumhuriyeti’nden böyle darbelerin gelebileceği, onların aklından ve hayalinden bile geçmezdi; ancak bu gerçekleşti. Allah’a şükrediyoruz ki silahlı kuvvetlerimize yardım etti, onlar da Siyonist rejimin gelişmiş çok katmanlı savunmalarını aşarak birçok sivil ve askeri bölgeyi güçlü saldırılarla ve ileri teknoloji silahlarla yerle bir ettiler. Bu, Allah’ın en büyük nimetlerinden biridir. Bu durum, Siyonist rejimin İslam Cumhuriyeti’ne saldırmanın kendisi için ağır bir maliyet doğuracağını bilmesi gerektiğini gösteriyor. Hamdolsun bu da gerçekleşti. Bu onur, silahlı kuvvetlerimize ve bu kuvvetleri yetiştiren, destekleyen ve böylesine büyük bir görev için güçlendiren aziz halkımıza aittir. İkinci tebrik, aziz İran’ımızın Amerika rejimi karşısında kazandığı zafer içindir. Amerika rejimi, Siyonist rejimin tamamen yok olacağını düşündüğü için doğrudan savaşa girdi. Onu kurtarmak için müdahale etti ancak bu savaştan hiçbir kazanım elde edemedi. Nükleer tesislerimize saldırdılar – ki bu saldırı uluslararası mahkemelerde bağımsız olarak cezai takibe konu olmalıdır – fakat önemli bir başarı elde edemediler. Amerika Başkanı, yaşananları abartılı bir şekilde anlattı; bu durum, aslında bu abartmaya ne kadar muhtaç olduğunu gösterdi. Her kim bu açıklamaları dinlediyse, gerçekte bambaşka bir durumun saklandığını anladı. Hedeflerine ulaşamadılar, bu nedenle hakikati gizlemek için olayları büyüttüler. Burada da İslam Cumhuriyeti galip geldi ve Amerika’ya karşı sert bir tokat vurdu; bölgede bulunan önemli Amerikan üslerinden biri olan El-Udeyd Üssü’ne saldırı düzenlendi ve zarar verildi. Olayları daha önce büyütenler, bu sefer küçültmeye çalıştılar; hiçbir şey olmamış gibi gösterdiler. Oysa büyük bir olay yaşanmıştı. İslam Cumhuriyeti’nin bölgedeki Amerikan üslerine erişim sağlayabilmesi ve gerek gördüğünde harekete geçebilmesi küçük bir mesele değildir; bu büyük bir olaydır ve gelecekte de tekrarlanabilir. Eğer tekrar bir saldırı olursa, saldırganın maliyeti kesinlikle çok yüksek olacaktır. Üçüncü tebrik, İran milletinin olağanüstü birlik ve beraberliği içindir. Hamdolsun, yaklaşık doksan milyonluk bir millettek vücut, tek ses, omuz omuza, yan yana durdu; dilek ve amaçlarında en ufak bir farklılık olmaksızın birlikte slogan attılar, konuşmalar yaptılar, silahlı kuvvetlerin tutumunu desteklediler ve bundan sonra da bu destek devam edecektir. İran milleti, bu olayda büyüklüğünü, seçkin ve değerli kişiliğini gösterdi ve gerektiğinde bu milletten tek bir ses yükseleceğini ispatladı. Hamdolsun bu da gerçekleşti. Konuşmamın esas noktası olarak şunu vurgulamak isterim: Amerika Başkanı, açıklamalarından birinde “İran teslim olmalı” dedi. “Teslim olmalı!” Artık mesele zenginleştirme ya da nükleer sanayi değil, İran’ın teslim olmasıdır. Elbette bu ifade, bir Amerikan başkanının ağzı için fazlasıyla büyüktür. İran, bu tarihiyle, bu kültürüyle, bu çelikten iradeye sahip halkıyla azametli bir ülkedir. “Teslimiyet” kelimesi, İran gibi bir ülke için İran halkını tanıyan herkesin alay edeceği bir ifadedir. Ancak bu açıklama, bir gerçeği deşifre etti: Amerikalılar, devrimden bu yana İran’a karşı mücadele içerisindeler. Sürekli yeni bahaneler öne sürüyorlar: bir sefer insan hakları, bir sefer demokrasi savunusu, kadın hakları, zenginleştirme, nükleer mesele, füze yapımı… Ancak tüm bu gerekçelerin özü, tek bir taleptir: İran’ın teslim olması. Öncekiler bu gerçeği açıkça dile getirmiyordu, çünkü bu hiçbir insani mantıkla kabul edilemez. Bir millete açıkça “teslim olun” demek kabul edilebilir değildir, bu yüzden başka başlıklar altında gizliyorlardı. Fakat bu şahıs gerçeği açığa çıkardı ve gösterdi ki Amerikalılar yalnızca İran’ın teslimiyetinden tatmin olacaklar ve bundan daha azını istemiyorlar. Bu, çok önemli bir noktadır. İran milleti bilmelidir ki Amerika’yla yaşanan çekişmenin temeli budur. Amerikalılar İran milletine büyük bir hakarette bulunuyorlar ve böyle bir olay asla gerçekleşmeyecektir; asla olmayacaktır. İran milleti büyük bir millettir, İran güçlü ve geniş bir ülkedir, İran köklü bir medeniyete sahiptir. Kültürel ve medenî zenginliğimiz, Amerika ve benzeri ülkelerinkinden katbekat fazladır. İran’ın başka bir ülkeye teslim olmasını beklemek, kesinlikle akıllı ve bilinçli insanların alay edeceği, saçma bir iddiadır. İran milleti azizdir ve aziz kalacaktır; Allah’ın izniyle zafer sahibidir ve muzaffer kalacaktır. Temennimiz, Yüce Allah’ın bu milleti her zaman izzet ve onur altında koruması, büyük imamımızın makamını yüceltmesi ve Hazret-i Mehdi’nin bu milletten razı ve memnun olması, yardımının da bu milletin yanında bulunmasıdır.

IRNA

captcha