İmam Hüseyin’in (a.s) maruz kaldığı zulüm o kadar açık ve derindir ki, sanki Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinin açık bir tecellisi olarak değerlendirilebilir.
İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamı dünyevi mevki ve makama ulaşmak için değil; dini nişaneleri korumak ve bütün insan toplumuna, Yezid'in dinsiz ve bozuk bir ahlak ve inanca sahip olduğunu ve onun telafi edilmeyecek bir takım zararlı amellerini ilan etmek içindi.
İmam Hüseyin (as) Yezid’in zalim ve gayrimeşru yönetimine karşı ayaklandığında yalnız ve desteksiz kalmıştı. Kimse yardımına gelmemişti ve sonunda MS 680’de Kerbela’da kanlı bir savaştan sonra kuşatıldı ve şehit edildi.
İmam Hüseyin’in (a.s) uğradığı adaletsizlik ve zulüm o kadar açık ve derindir ki Kur’an’nın bazı ayetlerinin açık bir örneği kabul edilebilir.
Allah bir ayette insan hayatının kutsallığına vurgu yaparak, haksız yere bir kimsenin öldürülmesi durumunda velisinin adalet arama hakkına sahip olduğunu bildirmektedir:
İsrâ suresi 33. ayeti: “Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. Bir kimse haksızlıkla öldürülürse velisine yetki verdik; ancak o da öldürme hususunda sınırı aşmasın; çünkü o, yeterince yardıma mazhar olmuştur.”
İnsan hayatına saygı, tüm dinlerde ve ahlaki sistemlerde bulunan bir ilkedir. Ancak İslami rivayetlerde, haksız öldürmenin en belirgin örneği İmam Hüseyin (a.s) ve sadık yarenlerinin öldürülmesidir.
Bazı rivayetlerde, İmam Hüseyin’in (a.s) kanının koruyucusunun, gelecekte adaleti sağlamak ve intikamını almak için gelecek olan Vaat Edilen Mehdi (a.s) olduğu kabul edilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’in başka bir ayetinde mazlumların kendilerini savunmalarına izin verildiğinden bahsedilmektedir:
Hac suresi 39. ayeti: “Saldırıya uğrayanlara zulme mâruz kaldıkları için savaş izni verildi. Allah onları muzaffer kılmaya elbette kadirdir.”
Bazı müfessir ve ravilere göre bu ayet, Allah’ın dinini savunmak ve zulme karşı koymak için savaşa zorlanan İmam Hüseyin’in (a.s) maruz kaldığı zulme de işaret etmektedir.
Diğer yandan Kur’an’da anlatılan Hz İsmail’in kurban edilmesi kıssasında Allah Hz. İbrahim’e (a.s) oğlu yerine gönderdiği bir koçu kurban etmesini emretmiştir. Bu “büyük kurban “ olarak anılır.
Sâffât suresi 107. ayeti: “Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik.”
Bazı müfessirlerin rivayetlerine göre, “bi zibhin” büyük kurbanlık sadece kurbanlığı ifade etmez daha büyük bir gerçeğe işaret eder. Bazı Kur’an tefsircileri, bunun Allah yolunda temiz kanı dökülecek olan İbrahim (a.s) soyundan birini ifade ettiğine inanırlar ve bu kişi İmam Hüseyin’dir (a.s). Hz. Muhammed’den (s.a.v) gelen bir rivayette, Allah’ın İmam Hüseyin’in şehit edilmesinin hikayesini, büyük üzüntüden acı acı ağlayan İbrahim’e (a.s) vahyettiği söylenir.
3493685