Avrupa Müslüman Meclisi’nin internet sitesinin haberine göre, Almanya, resmi makamların bu olguyu ele alma ve dini azınlıkları koruma konusundaki sessizliği ve görünürdeki başarısızlığı nedeniyle başörtülü kadınalara yönelik saldırı ve ayrımcılık dalgası hızla yükseliyor.
İstatistikler, mağdurların büyük çoğunluğunu dini kimliklerinin açıkça belli olması nedeniyle Müslüman kadınlar olduğunu ve doğrudan nefret söylemi ve ırkçılığın hedefi haline geldiklerini gösteriyor.
Alman Ulema ve Vaizler Konseyi Başkanı Şeyh Taha Süleyman Amir, yetkililerin, Müslümanları nefret suçlarından korumada gerekli rolü oynamadığını ve yasal caydırıcılığın eksikliğinin bu saldırıların artmasına yol açtığını söyledi.
Ayrıca hükümetin eşitlik yasalarını uygulama veya nefret suçu faillerini cezalandırma konusunda gerçek bir adım atmadığını da değinen Şeyh Amir, Müslümanların eğitim, barınma ve istihdam gibi temel sektörlerde sistematik ayrımcılığa maruz kaldığını kaydetti.
Camilere yönelik sık sık gerçekleşen saldırılar, vandalizm, tehditler ve hatta ibadet edenlere doğrudan saldırıların yanı sıra, bazı Müslüman ailelerin evlerine kundaklama ve saldırılar da yaşandığını hatırlatan Konsey Başkanı, bu olayların yetkililerin Müslümanların dini azınlık olarak korunmasını sağlamadaki başarısızlığını ortaya koyduğunu dile getirdi.
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın hazırladığı raporda, Avrupa’daki Müslümanların neredeyse yarısının son yıllarda bir tür ayrımcılığa maruz kaldığı, bu oranın özellikle Almanya’da yüksek olduğu doğrulandı.
Şeyh Taha “Bu rakamlar, Avrupa’nın çoğulculuğu koruma ve adaleti sağlama konusundaki politikalarının başarısızlığını gözler önüne seriyor ve nefretin yayılmasından doğrudan hükümetleri sorumlu tutuyor.” dedi.
4298466