El Cezire internet sitesinde Fadi El-Zatari tarafından kaleme alınan bir haberde İsrail üniversiteleri, İsrail Devleti’nin askeri ve güvenlik gücünün pekiştirilmesinde merkezi bir rol oynamasından bahsetti.
Bu kuruluşların faaliyetleri yalnızca mühendis ve araştırmacı yetiştirmekle sınırlı değil, aynı zamanda silah endüstrisi ve istihbarat servisleriyle yakın ortaklıklar da içeriyor. Aynı zamanda Filistinlilere karşı suç işleyecek güvenlik ve askeri zihniyeti de şekillendiriyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nde araştırmacı ve Yahudi bir İsrail vatandaşı olan Maya Wind, kitabında İsrail üniversitelerinin öldürme sistemleriyle doğrudan bağlantısını ortaya koyarak İsrail üniversitelerinin nasıl “tahakküm laboratuvarlarına” dönüştüğünü gösterdi.
Kitabında bu üniversitelerin bağımsız akademik kurumlar olmadığını, İsrail’in kurumsallaşmış şiddetiyle doğrudan bağlantılı olduğunu apartheid ve askeri işgal yapısının temel direklerinden biri olduğunu vurguluyor.
Bu katliamlarda suç ortağı olan bölümler:
Aekeoloji: Bu bölüm Arap ve Müslümanların varlığını ortadan kaldırmak ve Siyonistlerin sahte tarih anlatısını meşrulaştırmak için kullanılıyor.
Hukuk Çalışmaları: İsrail, hukuk kisvesi altında öldürme, işkence ve idari gözaltını meşrulaştıran bir yasal çerçeve geliştirmiştir. Üniversiteler bu teorik çerçeveleri üretmekte ve bunları savaş suçlarının yasal dayanağı olarak öğretmektedir.
Orta Doğu Çalışmaları: Bu çalışma alanı, istihbarat ve askeri görevlilerin yetiştirilmesinde kullanılmaktadır.
İsrail’deki Üniversiteler, stratejik sömürge üsleri haline gelmiştir. İbrani Üniversitesi, işgal altındaki Doğu Kudüs’te inşa edildi.
Ariel Üniversitesi, Batı Şeria’nın derinliklerinde yer almaktadır. Hayfa Üniversitesi, Celile’deki “Yahudileştirme” projesini destekliyor.
Bu üniversitelerin kütüphanelerinde, 1948 Nekbe’sindan sonra Filistinlilerden çalınan kitaplar bulunmaktadır.
İbrani Üniversitesi, 1948 savaşı sırasında silah deposu ve askeri eğitim merkezi olarak kullanıldı.
Filistin’de sahada test edilen teknolojiler, küresel ölçekte ticarileştirilmeden önce üniversite laboratuvarlarında geliştiriliyor.
Askeri istihbarat örneği bu ilişkiyi mükemmel bir şekilde göstermektedir. Filistinlilerin iletişimlerini sistematik olarak gözetlemesiyle bilinen 8200 İstihbarat Birimi. Birim, üyelerinin bir kısmını üniversitelerle ortaklaşa tasarlanan akademik programlar aracılığıyla işe almakta ve eğitmektedir.
İsrail üniversitelerinde Filistinlilere yönelik akademik baskı hegemonyası mevcut. Nekbe, sömürgeleştirme veya Filistinlilerin haklarının ihlallerinin sorgulanması sistematik olarak dışlanıyor, hatta yasaklanıyor. Filistinli öğrenciler sürekli gözetim, sistematik dışlanma, güvenlik celpleri ve sorgulamalar, ifade özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor ve bazı durumlarda tutuklanıyor, hatta öldürülüyorlar.
Filistinliler için gerçek bir akademik özgürlük yok. Bu tahakküme, araştırmaların kurumsal sansürü eşlik ediyor. İşgali, apartheid’ı veya İsrail askeri şiddetini ele alan çalışmalar gayrimeşru, hatta “yasadışı” kabul ediliyor.
Üniversite yöneticileri, İsrail’in suçlarını ifşa eden her türlü söylemi bastırmak için İsrail sağıyla güçlerini birleştirdi.
İsrail üniversitelerini boykot çağrıları
Bu yapısal işbirliği karşısında üniversite boykotuna yönelik uluslararası girişimler ortaya çıkmıştır. 2004 yılında kurulan Filistinlilerin İsrail Üniversiteleri ve Kültür Kurumlarını Boykot Kampanyası (PACBI), ordu veya polis kadar tehlikeli oldukları için baskı aracı olarak kullanılan İsrail üniversitelerinin yaptırım uygulanması çağrısında bulunmuştu.
Akademisyen Maya Wind, son kitabında tam bir boykot gerektiğini vurguluyor. İsrail üniversiteleri işgal ve baskıyla işbirliği yaptığı sürece gerçek bir akademik özgürlüğün olamayacağını belirtiyor.
Maya Wind’in kitabı, İsrail üniversitelerinde çalışan Filistinli ve Yahudi öğrenci ve profesörlerle yapılan röportajlara dayanıyor.
Kaliforniya Üniversitesi profesörlerinden Robin Kelly, akademik boykotun yalnızca akademik bir duruş değil, aynı zamanda ahlaki ve politik bir zorunluluk olduğunu dile getirerek “Cinayet, yerinden etme ve ayrımcılığa dayalı bir ortamda akademik özgürlük var olamaz ve İsrail üniversiteleri Siyonist rejimin en bariz araçlarından biri olarak kabul edilir.” dedi.
4299663