İslam’ın ve Hz Peygamber’in mesajı barış ve hoşgörüyle doluydu
IQNA’nın girişimiyle Hz Peygamber’in 1500. doğum yıldönümü münasebetiyle Salı günü "Nur ve Rahmet Elçisi'ni Takip Etmenin 15 Yüzyılı" başlıklı uluslararası web seminerinde İslam Kültür ve İletişim Teşkilatı'nın Kum'daki temsilcilik ofisi başkanı Hüccetül İslam Velmüslimin Yanya Cihangiri’nin konuşması şöyle:
Dünyanın dört bir yanındaki tüm değerli din kardeşlerime ve Müslümanlara selamlar. Es-Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatüh.
Rahmet ve hoşgörü Peygamber’inin doğum yıldönümünü tüm İslam alemine tebrik ediyorum.
İslam dini barış dinidir. Kur'an ve hadislere baktığımızda, dininin tüm içeriğinin ümmet için barış mesajını içerdiğini görürüz.Gerçek bir Müslüman İslam öğretilerini öğrenir ve günlük yaşamında uygularsa davranışları barışçıl ve başkalarına karşı hoşgörülü olur.
İslam’ın içeriği ne kadar barış dolu olursa olsun asıl önemli olan İslam Peygamberi’nin mesajı tebliğ tarzının da barış ve hoşgörü dolu olduğudur.
Dolayısıyla İslam’ın mesajının sadece içeriği barışçıl olmakla kalmamış, aynı zamanda mesajın ümmete iletilme ve duyurulma biçimi de barışçıl olmuştur.
Peygamber Efendimiz’in hayatına baktığımızda hayatındaki huzuru iki açıdan değerlendirebiliriz. Birincisi, mesajın içeriği, ikincisi ise mesajı ümmete iletme biçimidir.
Allah, Kur’an-ı Kerim’de Peygamberini övüyor çünkü o iyi bir dinleyiciydi. Toplumda hoşgörüyü teşvik etmenin bir yolu da başkalarını dinlemektir. İster iyi ister kötü olsun başkalarının görüşlerine saygı duymalıyız. Daha sonra inceleyip edepli bir şekilde tartışabiliriz.
Kur’an, başkalarıyla hikmet ve anlayışla konuşmanızı, onları dinlemenizi, onlara saygı göstermenizi ve ardından hikmetle tartışmanızı söyler. Kur'an-ı Kerim, Rahmet Peygamberi'nin özelliklerinden birinin başkalarına karşı hoşgörülü olması olduğunu söyler.
Kur’an’a baktığımızda, Hz. Peygamber’in (sav) tebliğ tarzının barış ve huzur dolu olduğunu görürüz. O tüm insanlık için gönderilmişti. Ama asıl mesele şu ki, o asla başkalarını gerçeği kabul etmeye zorlamadı.
Hakikatle dolu olmasına rağmen, mesajını başkalarına iletme biçimi hoşgörü ve barış doluydu; sanki “Gelin görüşlerinizi benimle paylaşın” diyordu.
Hz Peygamber’in yaşam tarzının hoşgörüye dayalı olması O’nun sosyal medyanın olmadığı mesajlarını başkalarına iletecek hiçbir aracın bulunmadığı 23 yıllık gibi kısa dönemde İslam’ı dünyaya yayamayı başarmasını sağladı.
İslam’ın ilk dönemlerinde takipçileri sadece üç kişiydi. Zamanla çok sayıda Arap ve Arap olmayan O’nun dinine katıldı. Peki bunun sebebi neydi? Sadece mesajın içeriği mi önemli yoksa mesajın iletilme yöntemide önemli mi?
Peygamber Efendimiz’in tebliği yöntemi çok önemlidir. Bazen İslam’ı öğretme yöntemimiz İslam’ı çarpıtıyor ve başkalarını hakikatten mahrum bırakıyor. İslamı yaymanın yolu bu değil. Bazı sözde radikal İslamcı gruplar görüyoruz. Kur’an okuyorlar tebliğ de yapıyorlar. Ancak bu tebliğ yöntemi başkalarının gerçeği anlamasını engelliyor. Bu Hz Peygamber’in yöntemi değil.
Al-i İmrân suresi 159. ayetinde şöyle buyruluyor: “Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.”
4303017
