
Bu kanun, “İster zalim olsun, ister mazlum olsun, müttefikini destekle.” diyen cahiliye kabileciliği ve çağdaş particilik ilkesine doğrudan aykırıdır.
Bu kural, günümüz uluslararası ilişkilerini de yönetiyor ve çoğu zaman müttefik ülkeler, ezen ve ezilen arasında ayrım yapmadan, önemli küresel meselelerde birbirlerini destekliyorlar.
İslam toplumlarında yardımlaşma ilkesi yeniden canlandırılırsa, insanlar ittifakları gözetmeden yapıcı çalışmalarda işbirliği yaparak yardımlaşırlarsa ve zalimlerden uzak dururlarsa pek çok toplumsal bozukluk ortadan kalkacaktır. Aynı şekilde, uluslararası ölçekte, dünya hükümetleri saldırganlarla iş birliği yapmaktan kaçınırlarsa, saldırganlık ve zulüm dünyadan kalkacaktır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) rivayetine göre: “Kıyamet günü gelince bir münadi şöyle seslenir: Zalimler ve onların dostları nerede? Zalimler için kalem hazırlayanlar, keselerin ağzını açağnlar, kalemleri mürekkebe batıranlar nerede? İşte bunlar da zalimlerle birlikte haşrolunsunlar.”
Kur’an-ı Kerim bir imtihan planı olarak Tevbe suresi 24. ayetinde şöyle buyuruyor: “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez.”
Bu ayet, akraba ve aile sevgisinin, insanlara, eşyalara ve mala duyulan sevginin de meşru bir kapsamı olduğunu belirten genel bir ilke olarak ele alınabilir. Ancak bu sevgi, Allah ve Peygamber sevgisi ve Allah yolunda cihatla çatışırsa, dünya sevgisi dinî bilgi ve emirlerden daha önemli hale gelirse, o zaman ilahi azabın gelmesini beklemek gerekir. Çünkü bu sevgi insanı sapkınlığa sürükler günahkâr kişide hedefine ulaşamaz.
Münâfıkûn suresi 6. ayetinde şöyle buyruluyor: “Bağışlanmaları için Allah’a dua etmişsin veya etmemişsin onlar için birdir. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Şüphesiz Allah günaha saplananları doğruya eriştirmez.”