
Kuds El Arabi sitesinin haberine göre, Tunuslu yönetmen 20 Kasım Perşembe günü Doha Film Festivali’nde yaptığı açıklamada sadece olayların bir tasviri değil “Gazze’nin sesi ve dünyanın duymazdan geldiği bir yardım çağrısı” olduğunu, “Hind’in sesinin adalet sağlanana kadar yankılanacağını” ifade etmişti.
Basın toplantısına filmi an be an yaşayan çok sayıda Filistin Kızılayı çalışanı katıldı.
Film, savaşın alevleri arasında bir arabanın içinde mahsur kalan Filistinli kız çocuğu Hind Receb’in hikayesini anlatıyor.
Gazze’nin Tel el-Heva Mahallesi’nde seyir halindeyken hedef alınan araçta, 6 yaşındaki kız çocuğu Hind Receb ile 5 akrabası bulunuyordu. Saldırı sonucunda ilk anlarda araçtaki 4 kişi hayatını kaybetti, Receb ile sağ kalan Leyan Hamade adlı 15 yaşındaki kız çocuğu Filistin Kızılayını arayarak yardım istedi.
Filistin Kızılayı, 30 Ocak 2024’te, Leyan Hamade’nin 29 Ocak 2024’te saldırıya uğradığı bilgisini paylaşarak, Leyan’ın yardım istediği ses kaydını yayımlamıştı.
Hamade’nin telefon görüşmesinin ardından hayatını kaybettiği, aynı araçta aralarında Receb’in de bulunduğu yakınlarının mahsur kaldığı ifade edilmişti.
Receb, telefonla ulaşan Filistin Kızılay yetkililerine “Hepsi öldü, gelin alın beni, burada tek kalmak istemiyorum. Çok korkuyorum, lütfen beni almaları için birini gönderin.” diye 3 saat boyunca yalvarmış ancak İsrail güçlerinin devam eden saldırıları nedeniyle kurtarılamamıştı.
İsrail güçlerinin bölgeden 12 gün sonra çekilmesinin ardından 10 Şubat 2024’te ulaşılan araçta Receb, dayısı, dayısının eşi ve 3 çocuğunun cansız bedenleri bulunmuştu. Hind’in içinde bulunduğu araç, ön camı ve gösterge paneli parçalanmış, yan tarafında kurşun delikleri açılmış halde bulunmuştu.
Filmin yönetmeni Kevser b. Haniye sinemanın, kamuoyunun farkındalığını değiştirme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip olduğunu söyledi.
Tunuslu yönetmen, Hind’in gerçek kaydedilmiş sesini kullanmanın sadece sanatsal bir karar değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk olduğunu ve bu çocuğun sesinin “canlı ve dinamik, filmin kalbi ve ruhu” olduğunu vurguladı.
Filistin Kızılayı üyesi Ömer El-Kumkum “Acı çeken ve yardım isteyen bir çocuğun çığlığı, insanın içinde derin bir şeyleri uyandırır ve Hindistan'ın sesi tüm dünyaya ulaşmalı” dedi.
Doha Filim Festivali 28 Kasım kasım tarihine kadar sürecek olup sinemanın, kayıtsızlık duvarlarını yıkabilecek, sesleri kıtalar ötesine taşıyabilecek ve bize insanlığı hatırlatabilecek bir güç olduğunu gösteriyor.
Film, 7 Eylül’de düzenlenen 82. Venedik Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü olan ‘Gümüş Aslan’ı kazandı.
4318536