
El Umme sitesinin haberine göre, bu uyarı, Nisan 2025’te Pahalgam’da gerçekleşen ve ardından keyfi tutuklamalar ve gözaltılar, ifade ve basın özgürlüğünün kısıtlanması, sivillerin evlerinin yıkılması ve ailelerin zorla yerinden edilmesi gibi güvenlik önlemlerinin yaygın bir şekilde artırılmasıyla sonuçlanan saldırının ardından yayınlanmıştı.
BM uzmanları, Hindistan makamlarının aralarında gazetecilerin ve insan hakları savunucularının da bulunduğu yaklaşık 2 bin 800 kişiyi tutukladığını bildirdi.
Uzmanlar, gözaltına alınanların bir kısmının fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını ve avukat ve aileleriyle görüşmelerine izin verilmediğini açıkladı.
BM uzmanları, keyfi tutuklama ve gözaltıların yanı sıra gözaltında şüpheli ölümlere ilişkin raporların, yaşam hakkı ve insan onuru da dahil olmak üzere uluslararası insan hakları hukukunun açık bir ihlalini oluşturduğunu vurguladı.
Bunun yanısıra bölgedeki Keşmirli ve Müslüman topluluklara karşı açıkça ayrımcılık yapıldığına dikkat çekilerek, en savunmasız grupların temel haklarını kısıtlayan önlemlerin devam ettiği bildirildi.
Uzmanlar tarafından belgelenen diğer ihlaller arasında evlerin zorla yıkılması, zorla tahliye edilmesi ve keyfi yerinden edilmeler de yer alıyor. Ayrıca bu eylemlerin genellikle militanları desteklediğinden şüphelenilen aileleri hedef aldığını ve çoğu zaman herhangi bir yargı kararı veya yasal süreç olmaksızın gerçekleştirildiğini vurguladılar.
Uzmanlar, Hindistan yetkililerinin bu tür eylemlerini toplu cezalandırma ve 2024 tarihli Yüksek Mahkeme kararının ihlali olarak değerlendirdi. Yıkımların anayasaya aykırı olduğunu ve yaşam hakkının, insan onurunun ve keyfi yerinden edilmeye karşı korunma hakkının ihlali olduğun belirtildi.
BM uzmanları ayrıca, Hindistan’daki Keşmirli öğrencilerin gözetlenmesine karşı da uyarıda bulundu. Hükümetin üniversitelerin kişisel bilgilerini toplamasını zorunlu kılan talimatlar yayınlaması, gizliliğin yasadışı bir ihlali anlamına geliyor ve bu öğrencilerin psikolojik endişelerini artırıyor.
4319374