IQNA'nın USA Today haber sitesinden aktardığına göre, Uluslararası Af Örgütü raporuna göre, Çin hükümeti geçen yıldan bu yana ülkedeki Uygur, Kazak ve diğer etnik azınlık gruplarına karşı Müslüman grupları tutuklama operasyonu, soruşturma, siyasal fikirlerin değişimi ve zorla kültürel asimilasyonu yoğunlaştırdı.
Çin hükümeti sakal bırakmak, başörtüsü takmak, namaz kılmak , oruç tutmak, alkollü içecekler kullanmamak veya İslam ve Çin kültürü hakkında kitap ve makale sahibi olmak gibi hertürlü dini ve kültürel simge ve temsili yasaklamıştır. Çünkü yetkililer bu eylemleri “aşırılıkçı” davranışlar olarak görüyorlar.
Çin'in yeniden eğitim kamplarında, yasal kovuşturma olmaksızın yaklaşık bir milyon Müslümanın, avukat veya akrabalarına erişimleri olmadan gözaltına alındığı tahmin edilmektedir. Çin hükümeti bu eylemlerini anti-aşırılık ve terörizm çabalarının bir parçası olduğunu açıkladı. Sadece değişen bireyleri serbest bırakıyorlar. Yetkililerin istediği şekilde hareket etmeyenler sözlü taciz, yiyecek verilmemesi, hücre hapsi ve dayak gibi cezalarla karşı karşıyadır.
Bu kurumun söylediğine göre, eski tutuklularla yapılan görüşmelerde bu gözaltı merkezlerinde, koşullara dayanamayanların intihar ettiklerine dair ölüm raporları mevcuttur.
İş veya eğitim için yurt dışına seyahat etmek özellikle Müslüman ülkelere seyahat etmek ya da Çin dışından insanlarla iletişim kurmak, Çin hükümetinin Müslümanlardan şüphe duymasının ana nedenleri arasındadır.
Doğu Asya'daki Uluslararası Af Örgütü Direktörü Nicolas Becolin, yüzbinlerce Müslüman ailenin dağıldığını ve sevdiklerinden haber alamadıklarını şimdi Çin yetkililerinin cevap verme zamanı geldiğini belirtti. Ve Uluslararası Af Örgütü, Çin Devlet Başkanı Zi Jinping'i Müslümanları ''hedef alan '' baskılarına son vermeye çağırdı.
Çin'de 23 milyon Müslüman yaşadığı tahmin edilmektedir. Uygurlar, Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar ve Tacikler gibi Orta Asya'nın Hui veya azınlık halkları bu ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturmaktadır.