IQNA

Türkiye de dahil çok sayıda ülkede Kerbela olayının şehitleri yad ediliyor

13:53 - August 28, 2020
Haber kodu: 3470616
Hazreti İmam Hüseyin (a.s) ve 72 masum insanın, hicri takvime göre 1381 yıl önce şehit düştüğü "Kerbela olayı", İslam dünyasında asırlardır Müslümanların dinmeyen ortak acılarından biri olarak gösteriliyor.

Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Sabri Akpolat, "Kerbela'yı anlamak, Hazreti Hüseyin'i iyi tanımaktır. Elbette Hazreti Hüseyin'in yolu, Allah'ın elçisi Muhammed Mustafa'nın yoludur. Hazreti Hüseyin'i anlamak, haksızlığın ve zulmün karşısında durmaktır." dedi.

Son peygamber Hazreti Muhammed'in (s.a.v) torunu Hazreti Hüseyin (a.s) ve yarenlerinden 72 kişinin, Irak'ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela Çölü'nde hicri takvime göre 10 Muharrem 61'de (10 Ekim 680) şehit düştüğü "Kerbela olayı", İslam dünyasında "matem günü" olarak görülüyor. Kerbela şehitleri, bu yıl muharrem ayının onuncu gününe denk gelen yarın yad edilecek.

Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Sabri Akpolat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kerbela olayının, üzerinden asırlar geçmesine rağmen hiç eksilmeyen bir acı ve gözyaşı olduğunu belirtti.

Hazreti Hüseyin (a.s) ve çoğu ehlibeytten 70'den fazla kişinin şehit edilmesinin muharrem ayını bir mateme ve hüzün mevsimine dönüştürdüğünü söyleyen Akpolat, bu elim olayın bütün müminleri derinden yaraladığını ve o günden beri kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanların derin acılara gark edildiğini vurguladı.

Akpolat, Hazreti Hüseyin'in (a.s) bütün müminlerin gönlünde taht kurarken ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenlerin tarih karşısında ve vicdanlarda hep mahkum edildiğini belirterek, "Kerbela'nın bize öğrettiği en büyük mesaj birlik, beraberlik, vahdet ve kardeşliktir. Eğer bu mesajı hayata dönüştürmezsek, İslam coğrafyasında hüznün ve matemin en acılı hikayeleri yaşanmaya devam edecektir." diye konuştu.

"Hazreti Hüseyin'i (a.s) gençlerimize ve nesillerimize hakkıyla tanıtmak bizim için bir görevdir"

Kerbela'yı anlamanın yolunun Hazreti Hüseyin'i iyi tanımaktan geçtiğini vurgulayan Akpolat, şunları söyledi:

"Elbette Hazreti Hüseyin'in yolu, Allah'ın elçisi Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) yoludur. Hazreti Hüseyin'i anlamak, haksızlığın ve zulmün karşısında durmaktır. Hakkın, hukukun, özgürlüğün, adaletin, vefanın, sözüne sadık kalmanın, erdemin yoluna baş koymaktır. Hazreti Hüseyin'i (a.s) sevmek onun, uğruna can verdiği değerleri sahiplenmektir. Zira o, tüm nesiller ve çağlar için onurlu bir hayatın ve şerefli bir duruşun muhteşem bir örneğidir. Dolayısıyla Hazreti Hüseyin'in (a.s) asaletini ve ahlakını kuşanmak, onun destansı duruşunu ve yiğitliğini gençlerimize ve nesillerimize hakkıyla tanıtmak bizim için bir görevdir."

Akpolat, tüm Müslümanların Hazreti Hüseyin'I (a.s) şüphesiz çok sevdiğini ifade ederek, "Salgının sevdiklerimizi bizden ayırdığı bu günlerde bir sevgiliyi anarken, bir sevdiğimizi kaybetmenin üzüntüsünü yaşamayalım. Bu sebeple anma törenlerimizi koronavirüs tedbirleri kapsamında yerine getirelim. Salgına karşı umursamaz davranmanın Allah katında vebal, toplum için de kul hakkı olduğunu unutmayalım." dedi.

Kerbela olayında yaşananlar

Irak'ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela Çölü'nde hicri takvime göre 10 Muharrem 61'de (10 Ekim 680) Emevi Devleti'nin ilk halifesi Muaviye bin Ebu Süfyan'ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu, Yezid bin Muaviye'nin, Hazreti Hüseyin'in (a.s) kendisine biat etmesini istemesi nedeniyle yaşanan üzücü hadiseler, Hazreti Muhammed'i (s.a.v) ve onun ehlibeytini seven müminleri derinden yaraladı.

Muaviye, Hazreti Hasan'ın (a.s) şehadetinden sonra oğlu Yezid için halktan biat almaya başladı. Fakat Hazreti Hüseyin (a.s) bu durumu kabullenmedi. Hazreti Hüseyin (a.s), biat ettirilmesine yönelik baskılar artınca durumun kötüye gideceğini anlayarak aile fertleriyle Mayıs 680'de Mekke'ye doğru hareket etti.

Mekke'ye gelen Kufeliler ise Hazreti Hüseyin'i (a.s) şehirlerine davet ederek Emevilere karşı birlik oluşturmayı teklif etti.

Kufeliler ihanet etti

Hazreti Hüseyin (a.s) daha önce hem babası Hazreti Ali'ye (a.s) hem de ağabeyi Hazreti Hasan'a (a.s) karşı ihanetlerine şahit olduğu Kufelilerin samimiyetlerini anlamak için amcasının oğlu Müslim bin Akil'i Kufe'ye gönderdi.

Kufe'de 18 bin kişi, Müslim'in önünde Hazreti Hüseyin'e (a.s) biat etti. Ancak daha sonra Kufeliler ihanet ederek Emevilerin Müslim'i öldürmesine göz yumdu.

Hazreti Hüseyin (a.s), aile fertleriyle Kufe'ye doğru yola çıktı. Hazreti Hüseyin yolda Müslim'in başına gelenleri haber aldı. Fakat Müslim'in oğullarının, babalarının intikamını almak istediklerini söylemesi üzerine yoluna devam etti.

Zulme boyun eğmemek için Allah yolunda ölme kararı alındı

Kufe Valisi Ubeydullah bin Ziyad'ın bin askerle gönderdiği Hürr bin Yezid, kafilenin yola devam etmesine izin vermeyerek Hazreti Hüseyin'e (a.s) validen yeni emir gelinceye kadar Kufe ile Medine arasında bir yol takip etmesini söyledi.

Bunun üzerine Fırat Nehri kenarındaki Kerbela Çölü'ne önce Hazreti Hüseyin (a.s), sonra Ömer bin Sa'd ulaştı. Kufe Valisi Ubeydullah, Ömer'e, Hazreti Hüseyin'den Yezid adına biat almasını, aksi halde suyla bağlantısının kesilmesini emretti.

Biat teklifini kabul etmeyen Hazreti Hüseyin (a.s) ve yanındakiler, zulme boyun eğmemek için Allah yolunda şehit düşme kararı aldı.

Hazreti Hüseyin (a.s) ile beraberindeki 32 atlı ve 40 piyade, bölgede kurulan çadırda savaş hazırlıklarını tamamladı. Daha sonra Hazreti Hüseyin ve beraberindekiler ile Yezid taraftarları, Kerbela'da karşı karşıya geldi. Ordusunun isyanından çekinen Ömer bin Sa'd, bizzat ilk oku atınca savaş başladı.

Babası Hazreti Hüseyin'den izin alarak çadırından savaş alanına çıkan 19 yaşındaki Ali el-Ekber, Kufeliler tarafından mızrak ve kılıç darbeleriyle şehit edildi. Kufeliler, Hazreti Hüseyin'in diğer çocukları Cafer ve Abdullah'ı da şehit ederken, şehit düşen ehlibeyt mensuplarının başlarını kesmek için adeta birbirleriyle yarıştı.

Kufeliler teke tek mücadele edemedi

Kahramanca savaşan ve karşısına çıkan herkesi mağlup eden Hazreti Hüseyin (a.s) ile teke tek mücadele etme cesaretine sahip olmayan Kufeliler, hep birlikte onun üzerine saldırdı.

Aldığı ok ve mızrak darbeleriyle atından yere düşen Hazreti Hüseyin'in (a.s) başı kesilerek bedeni atların ayakları altında ezildi. Hazreti Hüseyin (a.s) ve beraberindekilerin kesik başları Yezid'e gönderildi, cenazeleri ise Beni Esed mensubu El-Gadiriye köylülerince Hair denilen yerde toprağa verildi.

Kaynak: AA

captcha