Peygamber'in günde 70 defa af dilediği rivayet edilir. Evliyaların duaları da sitem ve pişmanlık ifadesi ve günahtan ayrılma kararının en yükseğidir. İstiğfârın, evliyaların ve imamların gözyaşları ve feryatlarının sırrı nedir? Bu bizim eğitimimiz için bir gösteri mi yoksa gerçekliğe mi dayanıyor? Kur’an ve Hadis ilimleri uzmanı ve üniversitede öğretim görevlisi olan Maryam Partov, kısa bir konuşmasında bu soruyu yanıtladı:
Genellikle masumların günah işlemeyen hatasız insanlar olarak düşünürüz ve bu yüzden bağışlanma dilemelerini tuhaf buluruz. Bu temelde, Ebu Hamza Sumali'nin duası gibi, onların yazdığı uzun duaların eğitimimiz için olduğunu düşünüyoruz.
Soru şu ki, bu büyükler bunu neden yaptı? Cevap, kul ne kadar yüce Allah'a yakınsa, Allah'a olan ihtiyacını o kadar iyi anlar. Biz bu ihtiyacı daha az anlıyoruz ve Allah’ın önünde ne kadar fakir olduğumuzu anlamıyoruz. Peygamber'in (s.a.v.) «الفقر فخری» demesi, bu yoksulluğa ve onun Allah'a karşı varoluşsal yoksulluğuna ilişkin anlayışına işaret etmektedir.
Bu nedenle Kur’an'da özel kullar «اَوَّاب» yani çok tövbe eden ve daima Allah'a yönelen kimseler olarak anılır. «اَوَّاب» kelimesi Kur’an'da üç peygambere atıfta bulunan dört yerde geçmektedir. Sâd suresi 17 ayetinde şöyle buyruluyor:
اِصْبِرْ عَلٰى مَا يَقُولُونَ وَاذْكُرْ عَبْدَنَا دَاوُ۫دَ ذَا الْاَيْدِۚ اِنَّـهُٓ اَوَّابٌ
Sen onların söylediklerine sabret; güçlü kulumuz Davud’u hatırla!Yönü hep Allah’a dönüktü.
30 ayeti: وَوَهَبْنَا لِدَاوُ۫دَ سُلَيْمٰنَؕ نِعْمَ الْعَبْدُؕ اِنَّهُٓ اَوَّابٌؕ
Biz Dâvûd’a Süleyman’ı armağan ettik. O ne iyi kuldu!Yönü hep Allah’a dönüktü.
44 ayeti: وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثاً فَاضْرِبْ بِهٖ وَلَا تَحْنَثْؕ اِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِراًؕ نِعْمَ الْعَبْدُؕ اِنَّهُٓ اَوَّابٌ
(Bir yemini vardı)’’ Eline bir demet bitki sapı alıp onunla vur ve böylece yeminini yerine getirmiş ol’’ (dedik) Gerçekten biz onu sıkıntılara dayanıklı bulduk. O negüzel bir kuldu. Yönü hep Allah’a dönüktü. O halde evliyaları bu kadar ağlayarak, tövbe ederek ve mağfiret dilerken görürüz çünkü onlar en çok Allah'ın hakkını, en çok Allah'ın kulluğunu bilirler.
Ayetlerde de belirtildiği gibi, onunla birlikte olma faziletini taşıyan ubudiyet yetkisidir. Çünkü bizde bu kulluk yok, dolayısıyla «اَوَّاب» değiliz.