IQNA

İslam'da kötülüğü yasaklanmanın şartları

9:31 - August 10, 2022
Haber kodu: 3476998
Geleneksel İslam Fıkıhına göre, Emir bi’l-maruf konusunda Kur’anın emirlerinin uygulaması söz konusu olduğunda bazı şartların yerine getirilmesi gerekiyor.

İslam’ın temel öğretilerinden biri, iyiliği emretmek (iyi davranışa çağrı) ve kötülükten men etmek (kötü davranışı terk etmeye çağrı)tir. Lokman suresi 17. ayetinde şöyle buyrulmaktadır:” Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir.”

İnsanın iyi ve itaatkâr bir kul olduğunu gösteren üç örnek davranışın sıralandığı 17. ayetteki “namaz” Allah’a kulluk ödevini, “iyi olanı emredip kötü olana karşı koymak” toplumsal davranışlar karşısındaki kulluğun gerektirdiği yapıcı tutumu, “sabır” ise maddî ve sosyal çevreden gelen sıkıntıları, belâları birer imtihan bilip metanetle karşılama olgunluğunu yansıtır. Ayetteki “İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir” ifadesi, bu müsbet davranışların, kulluktaki kemali gösteren birer örnek olduğunu, hayatın şartları içinde yerine getirilmesi gereken böyle daha başka yüksek davranışlar da bulunduğunu gösterir.

Kum din okulunda üstad ve araştırmacı Muhammed Suruş  Mahlati iyiliği emretmek kötülüğü yasaklamak için gereken başı şartları açıkladı. Özet metin şöyledir:

İmam Hüseyin (a.s) yanlışla savaşmak için kıyam etti. Dünya hayatının olumsuzluklarla kirlendiğini düşünürsek, bu günlerde kendi durumumuzu gözden geçirerek zayıflıklarımızı tespit etmek için iyi bir fırsattır.

Yanlış işlerin olduğu bir şehir sular altında kalmış bir şehir gibidir, depremden etkilenen bir bölge gibidir, vebalı bir halk gibidir. Toplumda yanlışla savaşmanın yolu Kur’anın emirlerini uygulamaktır. Fakat bunun bazı şartları vardır.

İyiliği emretmenin şartları

Ayetullah Safi Gülpayegani’nin fıkıh açısından tamamen geleneksel fıkhın akışına bağlı olan şerrin yasaklanması alanında fakihlerin fetvalarından bir örnek aktarıyorum. Bu alim toplumda iyi ve kötü davranışlar konusunda duyarlıydı. Fetvası şöyleydi:

İyiliği emredip kötülükten men etmenin sınırları ve dereceleri soruldu.

Bunu önemli amellerden biri olarak nitelendirerek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmanın çok geniş yönleri olduğunu ve yapılırken bazı hassas noktalara dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti. Fetvanın etkili olacağı ve kabul görecek şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan alim, amelin başkalarını dinden nefret etmeye sevk etmemesi, İslam’ı şiddet dini olarak tanıtmaması, amel işleyeni öfkeye sevk etmemesi gerektiğini  söyledi.

Diğer bir şart ise kötülükten men (Nehy-i ani’l -Münker) etmektir. Yani Münker

aklın ve dinin benimsemediği kötü gördüğü şeydir. Kötülükten men etmek insanları dinden soğumasına neden olmasın. Bir şahsın kişiliği nedir, hangi yöntemi seçiyor, onun davranışına hangi tepkilerin gösterileceği iyiliği emretmede şarttır. Bu geleneksel sünnetin bakış açısıdır.

4074365

captcha