Sözlükte “haddi aşma, hata, cehalet, gaflet” gibi anlamlara gelen seref kökünden türetilmiş olan israf genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkânları meşrû olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder
İsraf, her şeyde sınırları aşmak demektir. İslam, Allah’ın yeryüzündeki nimetlerinden yasal olarak yararlanmayı helal olarak kabul eder, ancak israf ve savurganlık haramdır . Çünkü her Müslüman, sahip olduğu ve kullandığı imkanlar ölçüsünde toplumuna karşı sorumludur. İsraf eden kişi mutlaka sosyal sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirmekten vazgeçecek ve bu nedenle topluma zarar verecektir.
Kur’an-ı Kerim bu gerçeği sosyal meselelerde güzel biçimlerde ifade ederek müminleri uyarmaktadır: "Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever". (Bakara: 195)
Bu ayete göre, eğer servet Allah yolunda toplum yararına ve insanların ihtiyaçlarını karşılamada kullanılmazsa, o toplumun ve milletin akıbeti yıkım ve yok olmaktır.
A’râf suresi 31. ayeti: "Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez."
İsraf ile ilgili diğer bir kelime de sadece ekonomik israfı ifade eden Tebzir’dir. Kişinin kendi işleri için para harcaması anlamına gelir ve hayır işlerinde fazla harcamayı içermez. İsraf kelimesinin ekonomik anlamı ile Tebzir kelimesi arasında pek bir fark yoktur. Oysa İsraf bundan daha kapsamlıdır kişisel ve aile harcamalarında israf dahil tüm durumları içerir. Başka bir deyişle, her tebzir israftır ama her israf tebzir değildir.
İsraf: Meşru olan bir şeyde sınırı aşmaktır. Veya meşru olabilecek bir şeyden sapıp gayrimeşruya yönelmektir. Yada gayrimeşru olan şeyde daha ifrata yönelmektir.
Tebzir: Helal veya mübah olan bir şeyi harama sarf etmektir. Gözü harama bakmaya; kulağı haram dinlemeye; helal kazancı mesela haram içkiye; kuvveti haram olan katle sarf etmek gibi.
Veya haram olan bir şeyi harama sarf etmektir. Faizden elde ettiği parayla kumar oynamak gibi. Bu lüzumsuz ve gereksiz harcayanın daha fazla yoldan çıkarak delalate düşmesidir.
Dikkat edilirse israfta ortak nokta bir şeyde hududu aşmak, ifrata sapmaktır; tebzir ise, bir şeyi harama sarf etmektir. (sorularla risale)
Kur’an-ı Kerim’in İsra suresi 26 ila 27. ayetleri Tebzir konusuna şöyle işaret eder: "Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da rabbine karşı çok nankördür."