IQNA

Hz. Ali'nin (a.s) bakış açısına göre nefis kontrolü

17:09 - August 24, 2022
Haber kodu: 3477174
Nefis (insani arzular) ile akıl arasındaki mücadelede, hayatını dini ve Kur’ani esaslara dayandıran kimse galip gelir. Aksi takdirde, bu savaşta arzu ve hevesler galip gelirse, insanın mükemmelliğe doğru ilerlemesinin zemini yok olur.

Öğretim görevlisi ve Nehcü’l Belaga araştırmacısı Habibullah Sabirineseb IQNA ile yaptığı ropörtajda Nehcü’l Belağa’daki nefsani heveslerden kaçınmakla ilgili noktalara değindi:   

Dünyevi şehvet ve tutkulardan kaçınmak, insanı kibir tuzağına düşmekten korur. Kur’an ayetlerine ve Nehcü'l-Belağa'daki değerli talimatlara müracaat etmek hayatımızda yapıcı bir rol oynayabilir ve bizi şeytan’ın tuzaklarından kurtarabilir.

Nehcü’l Belağa'da 237 hutbenin bir bölümünde nefsin kontrol altına alınması gerektiği vurgulanmaktadır: "Aynı şekilde insan asi nefsini gemlemeli, dizginlerini eline almalı, Allah'a isyan­dan alıkoymalıdır. Bu yolla onu isyandan Allah’a itaate sevk etmelidir."

Bu noktaya dikkat çekmek gerekir ki insan sekeş ve isyankar nefsine gem vurarak takva sahibi olmalıdır. İyi huylar ve salih ameller yardımıyla bu kontrolü sağlayabilir. Böylece günahlardan uzak durabilir, hem dünyada hem de ahirette kurtuluşu garanti eden bir hayat yaşayabilir.

Nefis ile akıl arasındaki savaşta, hayatını dini ve Kur’ani esaslara dayandıran insan galip gelir, aksi takdirde şehvet ve nefsani istekler galip gelirse, insanın hayatı mutlaka o yöne yönlendirilir. Dinin yasakladığından kaçınmak, aklın bu savaşta galip gelmesinin yolunu açar ve faziletlerin artmasına zemin hazırlar. Allah’a yakınlaşmak için nefis temizliğinin önemini unutmamak gerekir.

Hz Ali bu konuda, nefis terbiyesi yapmayan bir kimsenin gerçek hedef ve kemalin en yüksek derecesine ulaşamayacağını söyler. Bunun için nefis terbiyesine önem vermeliyiz.

Hucurât suresi 13. ayeti: "Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır".

İslam’a göre, davranışsal ve ahlaki değerlerin her birini ayırt etmek için özel kriterler göz önünde bulundurulmuştur. Bu bize doğru yönde gitmenin yolunu daha net gösteriyor. Örneğin  şehitlik gibi bir makam ve itibara ulaşmak için  insanların bu makama gelmeyi tercih etmeleri ve kemal mertebesine ulaşmaları için bu yolda sebat etmeleri gerekir.

Nefis ve dünyevi arzularla mücadele önemli bir sorumluluktur ve nefsin arzularından  uzak durmak Allah’a yakınlığın temelini oluşturur. Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah’a itaat için nefsi  ve günahlarıyla cihad eden kimse, Allah katında şehadet şerefine nail olmuş bir kimse sayılır." Mükemmelliğe ve yüce erdemlere  doğru yolda ilerleyebilmek için Kur’an-ı Kerim ve İslam’ın öğretilerinden yararlanmak her insanın kendi tercihidir.

Nehcü’l-Belağa'da yer alan hususlara riayet, doğruyu yanlıştan ayırma yöntemini ortaya koyar. Şüphesiz Allah’a itaat etmek insani nefsani arzularından uzak tutar. İmam Ali (a.s) nefsin ıslahına yardım eden en iyi şeyin kanaat olduğunu söylemiştir. Ayrıca bize her durumda özellikle nefse karşı mücadelede ilahi dindarlığın yanında kanaatli davranmamız gerektiğini hatırlatır.

İnsan dünyada bir tüccar gibidir. Sermayesi ise sınırlı hayat, yani bu saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllardır. Paha biçilmez ömür sermayesi ister istemez harcanacak ve insan tedricen ölüme yaklaşacaktır. Gençlik ihtiyarlığa, kuvvet zaafa, sağlık hastalığa dönüşecektir. Ömrü harcamak karşısında sâlih amelde bulunur da âhiret için bir azık gönderirse zarar etmiş olmaz. Zira kendisi için mutlu bir gelecek temin etmiş olur. Ancak değerli sermayesi olan ömrünü, gençliğini güç ve sağlığını boşa geçirir ve onun karşısında âhireti için sâlih amelde bulunmaz da çirkin ahlâkla ve günah işleyerek nefsini kirletirse, telafi edilmeyecek büyük bir ziyan etmiştir. (erfan.ir)

4076000

captcha