IQNA

Felsefe ile Kur’an arasındaki uyumsuzluklar inceleniyor

17:56 - September 01, 2022
Haber kodu: 3477269
Felsefe ile Kur’an arasında iki tür uyumsuzluk öne sürülmüştür, ancak dikkatle incelediğimizde bunların gerçek uyumsuzluklar olmadığını anlarız.

Zamanımızdaki filozoflar bilimin sınırlarını zorluyor. Demek istediğim, dünyanın ve insanın felsefi sistemleri veya soyut açıklamaları yerine bilimin sonuçlarına, özellikle deneysel bilime daha fazla dikkat ediyorlar. Ve bu sonuçlara dayanarak, genellikle köklü ve eski olan felsefi iddiaları yeniden inşa ediyor.

Örneğin, felsefi insan bilim, son yıllarda psikoloji, nöroloji ve bilişsel bilimden büyük ölçüde etkilenmiştir. Ayrıca, zamanın metafiziği hakkındaki tartışma, uzay ve zamanın doğası hakkındaki fizik tartışmalarına çok odaklanmıştır. Kur’an’la bağdaşmayan felsefenin konusu olarak görülebilecek şeylerin bir kısmı bu süreçten kaynaklanmaktadır. Yani, bir yandan yeni bilimsel verilerin felsefi düşüncelerde güçlü ve etkili bir rolü vardır. Öte yandan Kur’an’ın bilimsel konulardaki beyanı, nüzul olduğu çağın bilimsel anlayışına uygundur, Kur’an’ın açıklamaları ile bilime dayalı felsefi sonuçlar arasında bir uyumsuzluk vardır.

Aslında bu uyumsuzluk iki anlayışa ve bilimsel açıklamaya bağlıdır: Kur’an’ın bazı meseleler hakkında konuştuğu eski zamanların bilimsel açıklaması ve bugünün dünya felsefesi üzerine konuştuğu günümüz dünyasının bilimsel açıklaması.

Felsefe de Kur’an’la bağdaşmayan konuların bir diğer kısmı da felsefi sistemlerle ilgilidir. Örneğin, Aristotelesçi sistem temel konularda Kur’an’la bağdaşmaz. Aristotales’i açıklayanlar, Aristoteles’in nefsin ölümsüzlüğüne inanmadığına inanır. Ancak İbn Sina ve Molla Sadra gibi İran’daki Aristoteles’in varisleri de dahil olmak üzere bazıları, nefsin-ruhun ölümsüzlüğünün kabul edilebilir olduğu Aristotelesçi sistem hakkında bir rivayete sahip olmaya çalıştılar.

Buradaki uyumsuzluk, vahyin dili ve içeriği ile belirli bir felsefi sistemin dili ve felsefi içeriği arasındadır. Bu nedenle, o belirli felsefi sistem çerçevesinde düşünmezseniz, uyumsuzluk olmayacaktır.

Ama bu iki tür uyumsuzluk aslında felsefenin Kur’an’la bağdaşmazlığı değildir. Birincisi, eski deneysel  bilimin dünya ve insan hakkındaki eski rivayetlerinin deneysel  bilimin modern rivayeti ile uyumsuzluğudur. İkincisi, belirli bir felsefi sistemin ürünlerinin Kur’an’ın iddialarıyla bağdaşmamasıdır. Her iki durumda da gerçek bir bağdaşmazlık yoktur. Birincisi, Kur’an’ın temel olarak uyumsuzluğu değildir. İkincisi de felsefi bir sistemin değişmesiyle ortadan kalkar.

Felsefe öğretmeni Ali Mehcur’un IQNA ile yaptığı röportajdan alınmıştır.

4078005

captcha