IQNA

Amerika’da kurumsallaşmış İslamafobi

15:33 - September 13, 2022
Haber kodu: 3477436
Batı toplumlarında son yıllarda İslam düşmanlığı ve İslamofobi konusunda kapsamlı çalışmalar yapılmakta ve aynı zamanda bu olgu bu ülkelerde yoğunlaşmaktadır. Bu doğrultuda, bu yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oybirliğiyle İslamofobi ile mücadele gününü onayladı.

El Cezire sitesinin haberine göre, İslamofobi, kelime anlamı olarak 'İslam  korkusu’ demektir. İslam dinine ya da Müslğmanlara karşı duyulan nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamına gelir. Ancak kavram olarak ise, en genel anlamda, Batı dünyasında görülen İslam ve Müslümanlara karşı duyulan “irrasyonel” bir korku ve fobi olarak tanımlanabilir.

2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Siyaset bilimci Kostas Panagopoulos bu alanda, ülkedeki Müslüman topluma karşı kamuoyunun duygularının İslam’ın temel unsurları hakkında bilinç seviyelerinin düşük olması nedeniyle bu topluluğa karşı endişe ve nefretin arttığını söyledi.

Amerikalı yazar Sophia McLennan, ‘Salon’ web sitesinde yayınlanan bir makalede şöyle diyor: Amerika Birleşik Devletleri’nde 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Müslüman topluluğa yönelik bazı saldırgan klişelerin zamanla ortadan kalkacağına dair bir beklenti vardı. Ama bu olmadı. İslamofobi olgusunun Amerikan toplumunda yayıldığı ve arttığı görülmektedir. 11 Eylül olaylarının ABD'de İslamofobinin başlangıcı olduğuna inanmak yanlıştır.

Viyana Üniversitesi’nde profesör olan Halid Beyzun  ‘Amerikan İslamofobisi’ adlı kitabına, Amerika’da İslamofobinin köklü olduğunu ve 18. yüzyıla kadar uzandığını söyledi.

Halid Beyzun’un bu kitabı olayların uzun ve yürek burkan tarihini anlatıyor ve savaştan önce Güney’de köleleştirilmiş Afrikalı Müslümanların içinde bulunduğu kötü durumdan, Müslüman göçmenleri vatandaşlıktan alıkoyan yasalar, her terör eylemini İslam’a bağlayan uygulamalar ve Amerikalı Müslümanların karşılaştığı sayısız imtahandan bahsediyor.

Kitapta ayrıca yazar , çeşitli ırksal, etnik ve sosyo-ekonomik düzeylerde İslamofobi yaşamış Amerikalı Müslümanların anlattıklarını sunarak, Amerikan yasalarının kasıtlı veya kasıtsız olarak yaşamları nasıl yok ettiğini analiz ediyor ve kanıtlıyor.

Müslümanlara karşı düşmanlığın kurumsallaşması

Sophia McLennan, Brennan Adalet Merkezi araştırmacısı Faize Patel’in sözlerini şöyle aktarıyor: Eski Başkan Donald Trump’ın Müslümanlara karşı yaptığı konuşma, Amerika’da benzeri görülmemiş bir İslam karşıtı hükümetin örneğidir. Oysa asıl endişe verici olan, Trump’ın yerine geçen Joe Biden'’ın yönetiminde İslamofobi tezahürlerinin azalmamış olmasıdır. Son araştırmalara göre Amerikan İslamofobisi yerleşik hale geldi, normalleşti ve yayıldı.

Yazar, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki İslamofobik grupların önemli miktarda bütçe aldığı konusunda uyarıyor.

Rice Üniversitesi’nden bir ekip tarafından yapılan yeni araştırma, Amerika’daki Müslümanların polis tarafından tacize uğrama olasılığının beş kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Amerika'da İslamofobinin büyümesine ilişkin endişe verici veriler

Yazar, Sosyal Politika ve Anlayış Enstitüsü’nden alınan son verilerin endişe verici iki bulgu daha gösterdiğini belirtiyor. İlki,  İslamofobi olgusunun Müslüman toplumda, özellikle 11 Eylül olaylarından sonra hayatlarının çoğunu Amerika’da geçiren gençler arasında büyümesi. İkincisi ise okullarda İslamofobi olgusunun artması.

Amerika’da kurumsallaşmış İslamafobi

Amerikalı Müslüman azınlığa insanlık dışı muamele

Yazar Amerika’da yaşayan Müslümanların insanlık dışı muamele gördüğünü ifade ediyor. Amerikan Müslüman toplumunun başarılarına rağmen, nefret kültürü hala bu başarıları daha az görünür kılıyor.

Ayrıca 25 yaş üstü Müslüman Amerikalıların yüzde 46’sı üniversite diplomasına sahip insanlardır. Belki de en şaşırtıcı şey, İslamofobiye rağmen Amerikalı Müslümanların ülkenin geleceği konusunda diğer gruplardan daha iyimser olmalarıdır.

Yanlış seçim uygulamalarına rağmen, Amerikalı Müslümanlar oy verme konusunda isteksiz değiller ve Müslümanlar arasında seçmen kaydı 2016'da %60'tan 2022'de %81'e çarpıcı bir şekilde arttı.

Sosyal Politika ve Anlayış Enstitüsü’nün raporunda,  medyanın  Müslüman toplulukları dikkatli bir şekilde tasvir etmeleri gerektiği belirtildi.

4084868

captcha