IQNA

Resûlullah’ın (s.a.a.) sevgi dolu hayatı ve Allah’a giden yol

12:40 - October 15, 2022
Haber kodu: 3477819
İslam Peygamberi’nin (s.a.a.) sevgi dolu ve ahlâklı hayatı, biz Müslümanların O yüce insanın sevgi dolu sünnetinden az nasiplendiğimiz hayatımızdaki eksik halkadır.

Rebiülevvel ayının on yedinci günü, rahmet peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in doğum yıldönümü, ahlak ve iyilik günüdür. Güzel ahlak, sevgi ve muhabbet bugünlerin kayıp mücevheridir. İslam Peygamber’i (s.a.v) dünya ehline ahlâk ve rahmet maksadıyla gönderilmemiş midir? Öyleyse neden Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) yolu bazen Müslümanlar arasında unutuluyor.

İslam Peygamber’i (s.a.v) kendisine kötü davranan düşmanlara bile şefkat ve merhametle davranan bir insandı. Ayrıca Resulûllah’ın insanlarla ilişki kurma biçimine bakmalı bunları zaman yelpazesinde hareket ettirerek her şekilde ve her dilde yaygınlaştırmalıyız.

Kur’an-ı Kerim’e göre İslam’ın yayılmasının ve herkesin Peygamber Efendimiz’e ( s.a.v) eğilimi, O yüce insanın güzel ahlâkı ve cömert davranışlarında yatmaktadır. Allah Al-i İmrân suresi 159. ayetinde şöyle buyuruyor: “Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.”

Yüce Allah Ahzab Suresi'nin 21. ayetinde İslam Peygamberi’ni (s.a.v) en güzel örnek olarak tanıtmıştır: “İçinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.” Eğer Müslümanlar Peygamber Efendimizi kendilerine pratik hayatta örnek alırlarsa pek çok sorunun da üstesinden gelebilirler.

İslam Peygamber’inin (s.a.v.) hareketleri, davranışları, susması ve konuşması, savaşı ve barışı, hepsi birer hayat dersidir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v)  yaşamına baktığımızda en kısa zamanda ahlâki insanlığın uzağında yaşayan insanları, insan onurunun yüce zirvesine çıkardığını ve onları ebedi çehreler haline getirdiğini görürüz.

İnsan, sosyal boyutta insanlara karşı şefkatli ve fedakar olduğunda insanlık konumuna ulaşır. Allah Resûlü’nden (s.a.v.) şöyle rivayet edilmiştir: Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.

Buna göre, mü'minler birbirlerini sevmeli, birbirlerine merhamet etmeli, acımalı ve birbirlerine şefkat edip yardımcı olmalıdırlar. Çünkü hem müslümanların salahı hem ümmetin felahı, gönüllerini ve kafalarını bu engin fazilet hisleriyle doldurmuş ve hayatlarına bu duygular yön veren kadrolarla sağlanabilir.

Sevgi, merhamet, şefkat ve yardımlaşma iyi mü’min olmanın ve Allah’ın kul olarak yarattığı insana saygının birer simgesi ve önemli göstergeleridir. Bütün insanlara karşı anlayışlı ve tüm yaratılmışlara karşı merhametli olmak, İslam’ın insanı ulaştırmak istediği kemalin esasıdır. Bu ise, önce mü’minlerin kendi aralarında başlar, sonra insanlığı ve bütün yaratılmışları içine alır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in bir diğer özelliği de tüm dünya insanlarına karşı genel ve kapsamlı merhametidir. Enbiyâ suresi 107. ayeti: “Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” Hz. Muhammed bütün insanlığa gönderilmiş bir peygamber, dolayısıyla âlemlere rahmettir. 

Peygamber Efendimiz’in merhamemeti, şefkati ve güzel ahlâkı konusunda pek çok şey söylenebilir ve yazılabilir. Ama asıl önemli olan bu güzel örneğin hayata geçirilerek kalplere nüfuz edebilmesinin sağlanmasıdır. Sevgi, merhamet, iyilik , şefkat dünya döndüğü sürece çalışır ve asla ihmal edilmemelidir ve ihmal edilmesi birçok pişmanlığa yol açar.

4091706

captcha