IQNA

İnanç İlkleri; Tevhid / 7

Din konusunda yanlış tahliller

14:00 - December 26, 2022
Haber kodu: 3478715
Materyalist görüşlere sahip olanlar, insan toplumlarında dinlerin kökenleri hakkında yanlış ve çarpık analizler sundu. Analizlerin birinde yoksulluğun Allah’a ve dine eğiliminde bir faktör olduğu vurgulandı.

Din konusunda yanlış tahlillerMateryalistler gibi dine inanmayanlar, dinlerin ortaya çıkışı için gerekçeler ve analizler bulmak zorundadırlar. Analizlerinin bir kısmı ekonomik ve psikolojik yönlere odaklanır, ancak çoğu geçersiz kılınmıştır.

Materyalistler, insan toplumlarında dinin kökeni konusunda, yoksulluk, cehalet, korku gibi şeyleri dine ve Allah’a yönelişin etkenleri olarak göstermişlerdir. Ayrıca dini eğilimde akıl ve tabiat faktörünü reddetmeye çalışmışlardır.

Materyalistler, insanların Allah’a ve dine yönelme sebeplerinden birinin de yoksulluk olduğunu söylerler. Bunun açıklamasında ise ‘Zenginler, yoksulların ve işçilerin haklarını gasp etmek ve yoksulları din aracılığıyla sömürmek  istedikleri için din denen bir şey yarattılar. Dinin, toplumdan mahrum kesimindeki insanlara dünyanın hiçbir kıymetinin olmadığını, sabırlı olmaları gerektiğini, çaresizlik ve fakirlik içinde yaşamalarını hiçbir zaman isyan ve inkılab düşünmemelerini çünkü Allah’ın sabrı sevdiğini ve önemli olanın ahiret olduğunu söylediğini söylerler. Zenginler toplumun bu yoksul kesimini bu sözlerle hareketsiz hale getirerek onları susmaya mecbur bırakırlar.’

Bu yanlış ve mantıksız analizin geçersizliği birkaç nedenden dolayı çok açıktır.

1-Sabretmek herşeyden önce haksızlık ve zulme karşı sessiz kalarak teslim olmak değildir. Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresi, 194. ayetinde şöyle buyruluyor:” Haram ayın karşılığı haram aydır; saldırmazlık kurallarına riayet karşılıklıdır. Şu halde kim size saldırırsa, onun saldırısının dengiyle siz de ona saldırın. Allah’ın hükmüne saygılı olun ve bilin ki Allah kendisine saygılı olanların yanındadır.”

İslam, yanlış kullanılan ve tahrif edilen tüm kelimeler için doğru ve etkili bir anlama sahiptir. İntizar susmak demek değildir. Yani güneşi beklemek, gece karanlıkta kalıp lamba yakmamak anlamına gelmez. Yazı beklemek, kışın ısıtma cihazımız olmadan kalmak anlamında değildir.

Sabır, zulme tahammül etmemek zalime karşı sebat etmek ve hakkı kazanmak için çaba sarf etmektir. İslam diyor ki düşmandan malını almak veya onu korurken öldürülen kimse şehittir. Yani hakkı elde etmek için ömrünün sonuna kadar sebat etmek gerekir.

İslam, zenginlerin gayrimeşru yollardan elde ettiklerini elinden almakta ve onu sahiplerine vermektedir. Fakirlere de şöyle hitap ediyor: Sırf zenginlikleri nedeniyle zenginlerin yanında tevazu göstermek haramdır ve kim mal için bir başkasının yanında tevazu gösterir ve kendini alçaltırsa dininin üçte biri helak olur. Kim bir zengini sıcak bir şekilde karşılar ve parasına saygı duyarsa Allah kıyamet gününde ona gazap eder. Hiçbir zaman kimseyi parasından dolayı üstün tutmayın. Sadece varlıklı insanların oturduğu bir masaya oturmayın. Allah’ın evliyaları ve ilâhi peygamberlerinin yaşam tarzı olarak bu fikrin gerçekleşmesinin bir tecellisidir.

2- Eğer dini zenginler yarattıysa, o zaman peygamberler fakirleri zalim zenginlere  karşı isyana teşvik etmemeli

3- Din, rüşvet, gasp, dolandırıcılık gibi gayri meşru gelir kaynaklarını yasaklar ve bu tür zenginlik kazanma yollarını sınırlar. Açıktır ki, zengin, kendisini servet biriktirmekten alıkoyan bir dinin ortaya çıkmasından yana değildir.

Materyalistlerin bir başka gerekçesi de, dini fakirlerin uydurduğudur. Fakirler, dini kendi rahatlıkları için yarattılar. Fakirler, bu iddiadan yola çıkarak, ‘Bizim dünyamız yoksa ne önemi var, ahiretimiz var, ahiret daha hayırlıdır. İşe ve pazara gitmek yerine camiye gidip ibadet ediyoruz” dediler.

Bu tahlil de hem yanlış hemde tek taraflıdır.İslam hiçbir zaman tembelliği ve hareketsizliği desteklemez.  Hz Ali (a.s) birçok hurma bahçesi yetiştirmiş, su kemerleri yapmıştır. İlâhi Peygamberlerin hayatları çiftçilik, marangozluk ve terzilikle geçmiş bu da dindeki gayret ruhunu gösterir.

Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Tevhid) kitabından alıntıdır.

captcha