IQNA

İnsanın şükürsüzlüğü küfrün başlangıcıdır

16:07 - January 09, 2023
Haber kodu: 3478887
Küfür şükretmenin zıddı olup nankörlükle başlar. Çünkü insan Allah’ın varlığını kabul ederse, asla küfür vadisine düşerek kafir olmaz.

İnsanın şükürsüzlüğü küfrün başlangıcıdırDin okulu üstadlarından Hüccetül İslam Velmüslimin Hadi Abbasi Horosani Al-i İmrân Suresi’nin 32. ve 33. ayetlerinin işlendiği Kur’an-ı Kerim tefsiri toplantısında, küfür meselesi hakkında bazı açıklamalarda bulundu. Özet metin şöyledir:

Allah Al-i İmrân suresi 32. ayetinde şöyle buyuruyor: “De ki: “Allah’a ve resule itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.”

Bu ayetten çıkarılabilecek ilk nokta, sevginin itaat ve bilginin birleşimi olduğu ve insan hayatının tüm ilkelerinin sevgi üzerine kurulu olduğu ve sevginin insan ile Allah arasında aracı olduğudur. Bu ayette beyan edilen hitap özel bir hitap olup, bu ayette itaat kelimesi açıklanmaktadır. İtaat edin (etîû) kelimesinin tekrar edilmemesinin nedeni Allah’a ve Resulüne (sav) itaatin birbirinden ayrı olmamasıdır.

Kafirin karşıtı olarak şükreden

Kur’anda genellikle Kafirler (kafirin) kelimesi şükredenler (şakirin) kelimesinin karşıtı olarak yer alır. Örneğin İnsân suresi 3. ayetinde şöyle buyruluyor: “Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik; artık o isterse şükreden olur, isterse nankör.”

Dini inkar etme anlamına gelen küfür nankörlükle başlar. Çünkü insan, nimet verenin varlığını kabul ederse, asla küfür vadisine düşmez.

Kur’an tarih kitaplarının annesidir

Bu ayetle ilgili bir diğer husus da bu ayette Nübüvvet ağacından kısaca bahsedilmiş olmasıdır. Kur’an bir tarih kitabı değildir ama tarih kitaplarının annesidir yani içinde tarihin ilkeleri belirtilmiştir, ancak Kur’an’da, içinde önemli noktalar bulunan bazı kıssalar dışında, küçük tarihi öykülerden söz edilmez.

Bu ayetin beyanında Allah’a ve Resulü’ne itaatin ana hatları zikredilmiştir.

Diğer bir nokta ise Nübüvvet ve risalet , hak olarak birdir, fakat zaman olarak farklıdır. Nübüvvet, risalet ve imamet bir gerçek şahsiyeti birde hukuki şahsiyeti vardır. Hukuki şahsiyetlerinde hepsi tektir ve birliği vardır. Ama gerçek şahsiyetlerinde çokturlar. Bu sebeple imamet ilkesi birdir, fakat imametin tayini farklıdır.

Diğer önemli nokta da risaletin dereceleri olduğudur. Şöyleki Peygamberler arasında diğerlerinden daha şerefli biri vardır ki o da Hz. Muhammed'dir.

4112818

captcha