Tahran Üniveresitesi Kur’an ve Itret okulu öğretim üyesi Hani Çitçiyan tevbe suresi üzerinde düşünme toplantılar dizisinin 21. dersinde “şirk karşısında ciddiyetin gerekliliği” konusunda açıklamalarda bulundu. Özet metin şöyledir:
Eğer toplumun üyeleri derin ve dürüst bir inanca sahip değilse, nifak tohumları ekmeye çalışanlar amaçlarına ulaşmak için bir fırsat bulacaktır. Müslüman olduğunu iddia eden ancak uygulamada İslam’ın hükümlerini yerine getirmeyen Müslümanlar, şirkin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bu da İslam toplumunda bir zayıflık yaratır. Ve Müslümanların yaşam tarzlarında da sorun yaratır. Müslüman olup ahlak sahibi olmamak mümkün değildir.
Tevbe suresinin "Ey! İman edenler" diye başlayan 123. ayetinde şöyle buyruluyor: "Ey iman edenler! İnkârcılardan hemen yakınınızda bulunanlarla savaşın. Onlar sizin çetin gücünüzü görsünler. Biliniz ki Allah, buyruğuna karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir" bu ayette şirk ve küfürle mücadelede ciddiyet ve temerküz vurgulamaktadır.
Bu ayet şirk koşmayan Allah’tan başka İlâh edinmeyen ve tembel olmayan insanlara hitap etmektedir. Ayrıca takva sahibi olan, şirkle mücadele eden, sadık ve doğru insanlarla birlikte olanlara da seslenir.
Takva sahibi bir insanın ciddiyeti, takvası olmayan ve kötü ahlaklı bir insanın sert ve şiddetli davranışından farklıdır.
İslam toplumu, dinin toplumda yerleşmesi ve gerekli bütünlüğe sahip olması için altı ilkeye riayet etmelidir.1-Muhabbet ve velayeti yönetmek, 2- Şirkten uzaklaşmak, 3- Allah’tan başka İlâh edinmemek, 4- Cihad da ağır davranmamak ve tembellik yapmamak, 5- Doğrulardan yana olmak, 6- Şirk ve küfürle mücadelede ciddiyet ve sebat.
Müslümanlar toplumda bu altı ilkeyi uygulamazlarsa dini yönetim dini tesis etme gücüne sahip olmayacaktır. Dini yönetim, dini idareyi uygulayamadıysa İslam toplumunun üyeleri bundan sorumludur. Çünkü İslam devletinin dini yerleştirme gücünü zayıflatmışlardır.
4102750