Allah, Müminlerin canlarını ve mallarını satın alır

Allah Kur’an-ı Kerim’de ‘satın almıştır’ (İnnallâheşterâ) ifadesiyle Allah’ın müminlerin canlarını ve mallarını satın aldığını açıkça söylemektedir. Burada bir anlaşma söz konusudur. Peki bu anlaşma nasıl gerçekleşir?

Tahran üniversitesi Kur’an ve Itret Okulu öğretim üyesi Hani Çitçiyan Tevbe suresi üzerinde düşünme toplantıra zincirinin 23. dersinde şu açıklamalarda bulundu:

Tevbe Suresi’nin konusu şirkle mücadeledir ve İslam toplumu şirkle mücadelede kararlı olmalıdır. Allah’ın emirleri karşısında insanlar üç gruba ayrılır. Bazıları emirleri duyar ve uygularlar. Diğer grup muhallefun yani emirlere karşı gelenler. Son grup ise ikisinden hangisinin daha çok katılanı olduğunu görmek için bekleyen ve sonra onlara katılan görgü tanıklarıdır.

İlk olarak Allah’ın emirlerine inananlar sözlerini ciddiye alırlar ve bu işi (cihad) yapmak isterler. Bu surede hitab müminlere yöneliktir.

Allah için insanın itibarı önemlidir. Çoğu zaman duygusal bir ilişki kurulduğunda ciddiyet artar. İslam Peygamberi (s.a.v.) bu surede şöyle anlatılır: “Andolsun, size içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir, size çok düşkündür, müminlere karşı şefkat ve merhamet doludur.” (Tevbe suresi, 128. ayeti)

İslam Peygamber’inin böyle duygusal bir özelliği vardır ve kurulan bu duygusal bağ ciddiyet gerektirir. Eğer bir kimse kerim ve merhamet sahibi ise onun gazab ve öfkesi daha görünürdür. Kerim insanın gazabından korkun derler çünkü kerametin yanında gazab daha fazla görülür ve daha net hissedilir.

Gerçek müminlerin özellikleri

Gerçek mümin kimdir? Gerçek müminler, toplumda zararlı grupların oluşmasına engel olan veya onların zararlarından toplumu koruyan kimselerdir. Allah müminleri  Tevbe suresi, 111-112. ayetlerinden şöyle tanımlar:

 “Allah, kendi yolunda çarpışırken öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır. Bu, Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da yer almış gerçek bir vaadidir. Kim Allah’tan daha fazla sözüne bağlı olabilir! O halde yaptığınız bu alışverişten ötürü sevinin. İşte büyük bahtiyarlık da budur.”

 “O tövbekârlar, ibadet edenler, hamdedenler, dünyada yolcu gibi yaşayanlar, rükûa varanlar, secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten alıkoyanlar, Allah’ın sınırlarını gözetenler; müjdele o müminleri!”

Bu surede bahsettiğimiz müminler, savaş meydanının ortasında  ya şirke galip gelen ya da kâfirler tarafından öldürülen kimselerdir. Bu ciddi bir savaştır.

Allah’ın vaadi sadece İslam’a özgü değildir. Hristiyanlık ve Yahudilik gibi semavî dinlerde de zikredilmiştir. Allah yolundaki bu mücadele ve cihad bütün semavî kanunlarda yer almıştır. Allah verdiği sözü mutlaka yerine getirir. İlâhi emirlere uyan ve uygulayan müminleri müjdeler.