Kur’an ve Itret okulu öğretim görevlisi Hani Çitçiyan Tevbe suresi üzerinde düşünme toplantılar zincirinin 25. dersinde şu açıklamalarda bulundu:
Müdessir suresinin 30. ayeti: “Orada on dokuz görevli vardır.” Cehennemi bekleyen ondokuz bekçiden bahsetmektedir. Bu ayette ince bir nokta vardır. Sure temelde düşünce ve fikir suresidir. Allah’ın bu ayette bahsetmiş olduğu şeyler, kişinin düşünceleriyle doğrulanamaz veya reddedilemez. Kâfirler bu sayı ile alay ettiler ve manasını sorguladılar. ‘Onsekiz olursa din batılmı olur?’ dediler. Müminlerde bu sayıya değinerek ‘bu sayı, inanç sistemimizde ne gibi bir fark yaratıyor?’ diye sordu.
İnsan aklı birçok gerçeği anlayamıyor. Aklımız birçok gerçeği idrak etmede başarısız oluyor. Gerçeği düşüncelerimizle idrak ediyoruz ancak birçok gerçeği düşüncemizle idrak etmemiz gerekmiyor. Gerçek zihnimizin çok ötesindedir. Gerçeği sadece aklımızla kabul ederiz dersek, gerçeğin boyutlarını anlamaktan uzaklaşmış oluruz. İnsan tüm gerçekleri kendi idrak ve düşüncelerinde arayamaz. Zihninizin her şeyi doğru onaylaması gerekmiyor. Din, meseleleri akılcılık çerçevesinde sunarken akıl, gerekli araç ve bilgilere sahip olmadığı için gerçeğin pek çok boyutunu doğrulayamaz.
Akıl kendisine ulaşan bilgi dahilinde meseleleri anlayabilir. Akıl, vahye elini uzatan çocuktur. Vahiy inancının aklî bir temeli olmalıdır. Tüm muhtevalar akıl ile ilerletilemez. Din, rasyonaliteyi teşvik etmeye geldi. Ve her zaman anlamak gerekli değildir. İnsanın gerçeklerden habersiz kalmaması gerekir akıl önce anlamaz sonra yavaş yavaş anlar ama bu yolculuk, düşünme ve iman gücü gerektirir. Düşünerek ve inanarak birlikte hareket etmek gerekiyor. Tefekkür ve imanın bir arada olması şarttır. Din mutlaka insanı büyütür, öte yandan inançsız tefekkür işe yaramaz. Tefekkür ve inanç insanı büyütür.
Allah aptalca bir iman istemez. İlk andan itibaren sorduğu sorularla her ikisinide zorluklara çeker. Eğitim ve öğretimde öğrenci eğitmene güvenmiyorsa herhangi bir ilerleme ve gelişme sağlanamaz.
4106254