Kur’an-ı Kerim, Cuma Suresi’nde bu tür insanları zalim olarak nitelendirmekte ve onları yük taşıyan bir hayvana benzetmektedir.
Cuma suresi Kur’an-ı Kerim’in 62. suresi olup 11 ayettir. 28. cüzde yer almaktadır. Medine döneminde inmiştir. İniş sırasına göre yüz onuncu suredir.
İslam’da Cuma haftanın son günüdür. Bu surede Cuma namazının adab ve şartlarından bahsedildiğinden dolayı ‘Cuma’ adı verilmiştir. Allah bu surede Cuma namazının önemine dikkat çekmekte ve Müslümanlara Cuma namazı vaktinde alış-veriş yapmamalarını emretmektedir.
Surenin iki ana konusu olup ilki Tevhid, Allah’ın sıfatları, Peygamberlerin konumu ve mead meselesi ikincisi ise Cuma namazının önemi ve özellikleri.
Cuma suresi gökteki ve yerdeki tüm varlıkların Allah’ı tesbih etmesiyle başlar. Ayrıca Allah’ın okuma yazma bilmeyen insanlar arasından kendilerine doğru yolu göstermesi için içlerinden bir elçi seçtiğini söyler.
Aynı halde Müslümanları, İslam Peygamberi (sav) dönemindeki Yahudiler gibi olmamaları konusunda uyarmaktadır. Kutsal Kitabın ve Peygamberin sözlerine uymayanlar zahirde ve sözde Tevrat’a iman ettiklerini söyleselerde yalnızca görünüşte inandıkları ve öğretilerini gerçek anlamda anlamadıklarından sadece onu taşıyan dört ayaklı hayvanlara benzetilmiştir. Hal böyleyken Allah ile özel bir dostlukları olduğunu zannederler, oysa gerçekte onlara zalim denilmiştir.
Tevrat’la yükümlü tutulup da onun hakkını vermeyenlerin durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumuna benzer. Allah’ın ayetlerini yalan sayan kavmin misali ne kötü! Allah zalimler topluluğunu doğru yola çıkarmaz.(Cuma:5)
Surede Müslümanlar Cuma namazına teşvik edilmektedir. Bu ibadet Müslümanların, İslam birliğini güçlendirir halk ile liderler arasında bir bağ oluşturmasına yardımcı olur. Bu nedenle Kur’an, cuma namazına gitmenin sadece ahirette değil, dünyada da sevabı olduğundan bahseder.
Bu suredeki en önemli emirlerden biri Cuma namazı vakti geldiğinde alım satım yapmamaktır. “ Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.” (Cuma:9)
Sure, namazı bırakıp bir şeyler alıp satmaya gidenlerin, ilâhî hükümleri iyi anlamadıklarını söyleyerek serzenişte bulunur. “Ama onlar bir ticaret veya eğlence görünce ona yönelip seni ayakta bırakıverdiler. De ki: “Allah’ın nezdinde olan, eğlenceden de ticaretten de üstündür. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cuma:11)
Bir gün Resûlullah cuma hutbesi irat ederken Medine’ye bir ticaret kervanının ulaştığını ilân eden sesler duyuldu. O sıralarda kıtlık olduğu için gıda maddesi getirecek bir kervanın gelmesi dört gözle bekleniyordu. Bu sesleri duyan cemaatin önemli bir kısmı o anda ibadet halinde olduklarını unutup yerlerinden fırladılar ve o tarafa doğru koşmaya başladılar; mescidde sadece on iki kişinin kaldığı rivayet edilir Hz. Peygamber’i minberde bu şekilde (ayakta dururken) bırakıp gidenlerin ilk muhacirler ve ensar değil henüz İslâm’ı özümseyememiş yeni müslümanlar olması da muhtemeldir . Bununla birlikte ayette, ister alışveriş yapma ister şenliğe katılma arzusuyla olsun, böyle önemli bir ibadetin yarım bırakılmasının tasvip edilemeyeceği, hele Hz. Peygamber’i o halde terketmenin asla edebe uygun olmadığı bildirilerek bu olay ışığında ibadet, toplu hareket, mâbed âdâbı ve peygambere saygı konularında daha bilinçli, titiz ve dikkatli olunması gerektiği uyarısı yapılmıştır.