Hz Ali’nin (a.s) yaşam ilkeleri her yönüyle , Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünnetine dayanıyordu. Bu mübarek insanın sosyal faaliyet ve çalışma alanındaki toplumla münasebetleri ilâhi ve nebevî emirler üzerine kuruluydu. Buda, insanlar için mükemmel bir örnek olarak kabul edilebilir.
Nehcü’l Belağa araştırmacısı Bahşali Kanberi Nehcü’l Belağa’ya dayalı sosyal ahlak dersler dizisinin üçüncü dersinde şu açıklamalarda bulundu:
Bu derste Nehcü’l Belağa’da ılımlılık konusunun ele alındığı 16. Hutbesine değineceğim. Nehcü’l Belağa’nın ana sloganlarından biri ılımlılıktır. Bu kitapta yer alan ılımlılık diğer kitaplarda olduğu gibi orta yolu seçmek anlamında kulllanılmıştır.
Hz Ali’nin Nehcü’l Belağa kitabının 16. Hutbesinde çok güzel bir cümle yer alır: “Cennet ve cehennem önünde olan kimse, meşgul olur. (insanları cennete veya cehenneme götüren amelleri göz önünde tutar.)
(İnsanlar üç kısımdır:) Bir kısım insan acele çalışır, (salih amelleri sayesinde) kurtulur. Bir kısım insan ağır davranır, yavaşlar (ama Allah’ın mağfiret ve bağışını) ümit eder. Bir kısım insan ise günah/suç içinde (hakkı görmezlikten gelmiş), bu yüzden de ateşe düşer.
Sağ ve sol sapıklık yoludur. Doğru yol, orta yoldur. Kur’an ve peygamberlik eserleri (sünneti) de bunun şahididir. Resulullah’ın yolu ve sünneti de bu yoldan çıkar. Mutluluk da bu yola döner.”
Şunu sorabilirsiniz: sağ-sol veya ılımlı olmak yada ifrat ve tefrit yapan nasıl bilinebilir? Örneğin Nehcü’l Belağa’da ılımlı olmak için bir genelleme yapılmamıştır. Yani Hz Ali’nin (a.s) insanları genel bir şekilde ılımlılığa davet etmesi ve ılımlı olmalarını istemesi söz konusu değildir.
Tüm okullar ve dinler bizi ılımlı olmaya davet ediyor. Ama onların yolu teorik ve ameli olarak orta yol mudur? Öyle olsaydı, ahir zaman dinine, tefsire, tahlile, açıklamaya ihtiyaç kalmazdı.
Hz Ali (a.s) şöyle bir örnek verir: Örneğin yemek yeme konusunda ölçülü olmak orta yolu bulmak istiyorsunuz, ne yaparsınız? Aç değilken yemek yemeğe gitmeyin. Son iki lokma kaldığında yemeği bırakın. Hz Ali (a.s) hayatta ılımlı olmamızı söyler. Burada unutulmaması gereken nokta ılımlı olabilmenin tefekkür yolundan geçtiğini hatırlamamızdır. Nehcü’l Belağa’nın bazı yerlerinde bu kondan bahsedilmiştir. Bu derin düşünceye dalmanın sonuçlarından biri tefekkür, basiret ve orta yoldur. Orta yol veya ılımlılık, herhangi bir konu hakkında en az 30 saniye düşünmek anlamına gelir. Bunu başarabilirsek, ılımlılık sınırına geldik demektir.
4131674