Hz. Ali’nin (a.s) yaşam ilkeleri her yönüyle , Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in (s.a.v) sünnetine dayanıyordu. Bu mübarek insanın sosyal faaliyet ve çalışma alanındaki toplumla münasebetleri ilâhi ve nebevî emirler üzerine kuruluydu. Bu, insanlar için mükemmel bir örnek olarak kabul edilebilir.
Nehcü’l Belağa araştırmacısı Bahşali Kanberi Nehcü’l Belağa’nın bakış açısına göre sosyal ahlak derslerinin yedincisinde şu açıklamalarda bulundu:
Nehcü’l Belağa’nın 149. Hutbesi şehadetname (bir işin yapıldığını gösteren,yetkilisi tarafından verilmiş olan onaylanmış belge) olarak nitelendirilir. Bu hutbe Hz. Ali’nin (a.s) son beyanı olmamakla birlikte Nehcü’l Belağa’nın son hutbelerinden biridir. Hz. Ali (a.s) Ramazan ayının 20. günü başından yara alınca bu hutbeyi akraba ve dostlarına beyan etti.
Şehadet günü olan Ramazan ayının 21’inde katiplerini çağırarak vasiyetini yazdırdı. Vasiyetinde açıkça bu vasiyetin ilk önce Hz. Hasan (a.s), o olmazsa Hz. Hüseyin (a.s) tarafından yerine getirilmesini söyledi. Hazretin bu davranışından birçok ders çıkarılabilir.
Hz. Ali (a.s) 149. hutbenin ilk cümlesinde şöyle der: “Ey insanlar, her kişi kaçışında, kaçtığı şeyle karşı karşıya gelir. Ecel herkesin (ölüme) sevk edildiği meydandır. Ondan kaçmak, ona erişmek demektir. Allah’ın gizli olmasını murat ettiği bu işin gizli yönünü araştırmak için günlerce araştırdım. Ama hayır! Bu ilim (detay açısından) gizlenmiştir.”
Hutbeye dikkat ettiğinizde Hz Ali’nin sanki şiir okuduğunu zannedersiniz. Hz. Ali ilk olarak ölümden kaçamazsınız ve kaçarsanız ona ulaşırsınız diyor. İkinci olarak da ölümün insan dünyasının en az on beş sırrından biri olduğunu onun hakkında hiçbir bilgimizin olmadığını ve ölümün mahiyetini sadece ölülerin bildiğini belirtiyor.
Şöyle devam ediyor: "Vasiyetime gelince... Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmayın, Hz. Muhammed’in (s.a.v) sünnetini yitirmeyin. Bu iki direği ayakta tutun ve bu iki ışığı yakın. Bunları terk edip kaçmazsanız, yerilmezsiniz."
Hz Ali (a.s), Müslümanların Allah’a ortak koşmadıklarını bilir. Ama Hz Ali’nin (a.s) ifade ettiği ve asla Allah’a ortak koşma dediği bu şirk, riya’dır. Hz Ali insanlara Allah’a ortak koşmayın derken şirkin apaçık örneklerinden biri olan riyakarları gösterir.
Müminlerin Emiri açıkça Erdemli şehir (Medinetü’l- Fazıla) halkından olmak istiyorsak şirkin temeli ve kültürünü ortadan kaldırmamız gerektiğini söylüyor.
Aynı halde Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) sünnetine göre amel etmemizin altını çiziyor. İslam peygamber’nin pek çok özelliği bulunmakta olup bunlardan biri onun sünnetindeki cazibesidir. Bu da anahtar kelimelerden biridir.
Peygamber Efendimiz’in (a.s) sünneti hakkında pek çok kitap yazılmıştır. İslam toplumu, Ali ibn Ebi Talib’in tavsiyesi olan nebevi sünnet toplumuna doğru hareket etmelidir.
4131688