Muhammed Rıza İsfahani İslam’da miras konusunda şu açıklamalarda bulundu:
İslam’dan önce miras kadın ve çocuklara verilmezdi çünkü bu iki sınıf savaşta etkili değildi ama İslam’dan sonra Nisâ Suresi’nin yedinci ayetinin nüzulünde bildirildiğine göre bu kanun yavaş yavaş ortadan kalktı.
İslam’da miras taksiminde kadının payı esas alınmıştır. Nisâ suresi 11 ayeti: “Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadın payı kadar (vermenizi) emreder.”
İlgi çekici bir husus da miras taksiminde kadının payının esas alınması ve erkeğin alacağı payın buna göre belirlenmesidir. Bu açıklama şeklinin kadının mirastan pay almasını sağlayan önemli inkılâbın pekiştirilmesine yönelik olduğu söylenebilir.
Adaletin gözetilmesi ekonomik dengededir. Aynı halde Kur’an-ı Kerim’deki miras hukukunda bireylerin ihtiyaçlarına teveccüh edilmiştir. Bu nedenle İslam’da miras, eşitliğe değil, adalete dayalıdır. Ancak şu soru ortaya çıkıyor: Erkekler neden kadınların iki katı kadar miras alıyor?
Kadınların aynı miktarda miras aldığı, hatta kadınların erkeklerden daha fazla aldığı bazı durumlar vardır. Meselâ, babası hayatta olduğu hâlde bir kimse ölüp de bir kız çocuğu bırakırsa, altıda bir babaya, altıda beş kıza verilir.
Aile sistemine bakıp derinlemesine düşünürsek miras taksiminin adil ve dengeli bir şekilde paylaşıldığını görebiliriz. Çünkü kadın şüphe edenlerin aksine daha fazla mal alır. Çünkü kadın miras, çeyiz, nafaka alır ve çocuklara bakmakla yükümlü değildir.
Ancak erkekler iki misli miras alsalarda nafaka, çeyiz, evlilik ve çocukların geçimini sağlamak zorundadırlar.
Rivayetlerde bu soruya şöyle cevap verilmiştir: Kızın mirasının işlevi biriktirmek, oğlunun mirasının işlevi ise harcamaktır. Kur’an’a göre kadın ve erkek aynı mirası alırsa zamanla kadın zengin, erkek fakirleşecek ve toplumdaki ekonomik denge kadınların lehine olacaktır.
Kur’an’da miras hukukunu eleştirenlerin yanlışlarından biri de hukuk ile değeri birbirine karıştırmalarıdır. Mirasın bir kişinin ne kadar değerli olduğunu gösterdiğini düşünürler.
Kanun toplumdaki insanlar arasındaki, sosyal ilişkileri düzenler. Hikmet ve maslahata göre yapılır, özellikle de bu hikmet, mutlak hikmet sahibi olan Allah tarafından yapıldığında. Dolayısıyla miras tartışmasının bir değer temeli olmayıp, temeli hukuki olup, denge ve ekonomik adalet oluşturmak için yapılmıştır.
3467981