Yol düzgün ve düz ise, sürücü uykuya dalacaktır. Allah iyi kullarına daha fazla zorluk ve sıkıntı verir. İmam Sadık’tan bir rivayete göre, hayatta insanlar arasında en çok sıkıntı ilk Peygamberlere sonra ashabına daha sonrada takipçilerine gelmiştir.
Bir anne evladını nasıl sütle besleyip büyütüyorsa Allah’da imanlı kulların zorluk ve musibetlerle gelişmelerine yardım eder. Sadece zorluklar değil onları hatırlamak da insanın büyüme ve gelişiminde yapıcı rol oynar.
Kur’an’da Peygamber Efendimize şöyle buyrulmaktadır: “O seni yetim bulup barındırmadı mı? Seni yol bilmez halde bulup yol göstermedi mi? Ve seni yoksul bulup zengin etmedi mi?” (Duhâ: 6-8)
Duhâ suresi 9-10. ayetleri: “O halde sakın yetimi ezme! El açıp isteyeni de sakın boş çevirme!”
Bu yüzden Allah insanlara geçmiş zorluk ve musibetleri hatırlatmanın insanın hareketinde, eğitiminde ve büyümesinde etkili olduğunu düşünmektedir. Kur’an zorlukların dua ederek kalbin pasını giderdiğini söyler.
En’am suresi 42. ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik. Ardından, belki yalvarıp yakarırlar diye onları darlık ve hastalıklara uğrattık.”
A’râf suresi 94. ayetinde de aynı konu vurgulanmıştır: “Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek mutlaka ora halkını, Allah’a yönelip yalvarsın yakarsınlar diye dert ve sıkıntıya uğratmışızdır.”
Bir hadis-i şerifte şöyle okuyoruz: İnsan, yoksulluk, hastalık ve ölüm gibi sıkıntılar çekmeseydi, boyun eğmez ve mağrur olurdu.
Bazen insanın ruhiyetini yumuşatmak ve kibrini gidermek için zorluklar gerekir. Çok fazla refah ve neşe insanlara iradesi dışından bir yük getirirken, olumsuzluklar onların kararlı ve dirençli olmalarına yardımcı olur. Bu yüzden İmam Hasan Askeri “zorluklarda hayır vardır “ derken maksadı Allah ile aramızda bir münasebet kurması, diğer yandan da bizi çalışmaya ve çabalamaya sevk etmesi demektir. Musibet ve sıkıntılarda bedene gelen baskı insan ruhunu güçlendirir.
Allah’ın başkalarına verdiği nasıl onların izzet, şeref ve iyiliklerine değilse, aynı şekilde insanlar için zorluklar, problemler ve sıkıntılar kötü olduklarına işaret değildir. Bazen en iyi ve en saf insanlar, kemale ulaşmak için en çetin zorluklara katlanırlar.
Tüm canlılar için bu meşakkatler ve zorluklar, onların gelişiminin sırrıdır. Nasıl ki metaller ocakta eritilmeden rafine edilmez, toprak sürülmezse büyüyüp ürün vermeye hazır olmazsa, koyun çimenleri dişleri ile ezmesse aşamalarından geçemezse........vb insanoğluda bu kervanın içindedir. Zorluk ve musibetlere katlanmazsa büyümesi ve gelişmesi mümkün olmaz.
Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Adl) kitabından alıntıdır.