İnsanoğlunda bulunan Şerh-i Sadr’ın yani göğsün yâni kalbin ilâhî nûr, ilim, hikmet ve mârifet ve sekîne (ferahlık, rahatlık ve huzûr) ile doldurulup genişlemesi ondan uzaklaşır, batıla doğru meyleder. Tüm bunların ilacı duadır.
Al-i İmrân suresi 8-9. ayetleri: “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız sensin.”
“Rabbimiz! Muhakkak sen insanları geleceğinde asla şüphe olmayan bir günde toplayacaksın. Şüphesiz Allah sözünden dönmez.”
İnsanlar dua sayesinde bir Rableri, temiz kalpleri, içlerinde bir hidayet nuru olduğunu ve bu hidayetin Rablerinin bir hediyesi olduğunu hatırlarlar.
Her sabah ve akşam şöyle tekrarlayalım: Allah’ım, bizi doğru yola ilet ki, nimet verdiğin kimselerin arasına katılalım. Çünkü senin bütün insanları, hiçbir şüphe olmayan günde bir araya toplayacağına her birini arzuladığı yere götüreceğini ve sözünden asla dönmeyeceğine dair vaadini anladık.
Üstad Hüseyin Muhyiddin İlahi Kumşei ‘nin “Kur’an ile 365 gün sohbet” kitabından alıntıdır.
4119704