Şirkin farklı türleri olup şirkin tanımlanmasında kullanılabilecek işaretler vardır:
1- Allah’ın ve Velisi’nin kanunlarına karşı gelmek: Bakara suresi 87. ayeti: "Ama ne zaman size bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse büyüklendiniz, kimini yalanladınız, kimini de öldürdünüz, doğru değil mi?"
Nisâ suresi 77. ayeti: "Kendilerine, 'Elinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin' denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca bir de gördün ki, içlerinden bir grup Allah’tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korkuyla insanlardan korkuyorlar da, “Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın, bizi yakın bir süreye kadar geri bıraksan olmaz mıydı?” diyorlar."
Beni İsrail gökten gelen yiyeceklerden şikayet ediyorlardı. Bakara suresi 61. ayetinde şöyle zikredilir: "Hani siz, 'Ey Mûsâ! Biz bir tek yiyecekle dayanamayacağız. Bizim için rabbine dua et de bize toprağın mahsullerinden; sebzelerinden, kabakgillerinden, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bitirsin' demiştiniz."
Veya Allah bir misal verdiğinde “Allah misal olarak bununla neyi kastediyor?” diyerek şikayet ederlerdi. (Bakara : 26)
2- Zorbalık. Tağut kaba ruhlu insan, küfrün kötülüğün temsilcisi ve Allah’a karşı gelen kişidir. Tağuta uymak şirktir.
3- Allah’tan başkasına öncelik vermek. Kur’an-ı Kerim Tevbe suresi 24. ayetinde şöyle buyuruyor: "De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez."
Bir partiye, neseb ve soya veya bir gruba tapmak şirktir. Mantık dışı önyargılara sahip olmakta şirkten kaynaklanır. Hak yolunda ve onun savunulmasında kararlılık, cahilce önyargılardan farklıdır.
Kur’an-ı Kerim Zümer suresi 45. ayetinde şöyle buyurmaktadır: "Ne zaman tek başına Allah’ın ismi zikredilse âhirete inanmayanların kalplerindeki nefret yüzlerine vurur; ama Allah’ın dışındakiler (putlar) anıldığında hemen sevinçten yüzlerinin parladığını görürsün."
Bir milletin Allah’ın kanunlarına uymayıp yerine umudunu Doğu’ya ve Batı’ya bağlaması bir sapkınlık işaretidir.
Anne-babaya itaatin yasak olduğu yerler
Kur’an-ı Kerim’de anne-babaya iyi davranmak ve saygı göstermek beş kez kesin olarak emredilmiştir. (Bakara Suresi 83. ayet, Nisâ Suresi 36. ayet, En’âm Suresi 151. ayet, İsra Suresi 23. ayet ve Ahkaf Suresi 15. ayet.) Bunlardan dördünde, tevhid ve Allah’a ibadet meselesinin yanı sıra anne-babaya saygı meselesi vurgulanmıştır. Çünkü insanın varlığı önce Allah’a, sonra da anne ve babasına bağlıdır.
Hadislerde anne-babaya bakmanın ibadet olduğuna dair pek çok emir bulunmaktadır. Ancak anne ve baba, çocuklarını Allah yolundan saptırmaya çalıştığında, onlara uymak haramdır. Bu durum Kur’an’da iki ayette vurgulanmıştır:
Ankebut suresi 8. ayeti: "Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik. Ama onlar, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onların sözüne uyma!"
Lokman suresi 15. ayeti: "Eğer anne baban, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa bu durumda onlara uyma"
Eğer anne-babanız sizi tevhid dairesinden çıkarmaya çalışırsa onlara uymamalısınız. Bazen şefkatle nimetlerinin azalacağını bazen zenginlik ve şereflerinin buna bağlı olduğu bazen de milliyetlerinden dolayı böyle davranmaları gerektiği gibi türlü türlü bahanelerle çocuklarını doğru yoldan saptırmaya çalışırlar.
Muhsin Kıraati’nin İnanaç İlkeleri (Tevhid) adlı kitabından alıntıdır.