Bu ikisinden hangisinin önceliği vardır.
Kur’an-ı Kerim’de dört yerde peygamberlerin gönderilme amacı olarak talim ve terbiye konusu zikredilmiştir. Üç durumda Bakara suresi 151. ayeti: “Nitekim aranızdan size bir peygamber gönderdik: O size âyetlerimizi okuyor, sizi arıtıp temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor; yine size daha önce bilmediklerinizi öğretiyor.”, Ali İmrân suresi 164. ayeti: “Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle.. “ ve Cuma suresi 2. ayetinde: “Ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları arındıracak, onlara kitabı ve hikmeti öğretecek bir elçi gönderen O’dur.” eğitimden önce Terbiye ve Tezkiye (nefsin temizlenmesi, arınma) gelir.
Bu ayetlerde Tezkiye’ye öncelik verilmesinin nedeni Tezkiye ve Terbiye’nin peygamberlik misyonunun nihai hedefleri olmasıdır.
Sadece Bakara suresi 129. ayetinde: “ Soyumuzdan, onlara senin âyetlerini okuyacak, kitabı ve hikmeti öğretecek, onları arındıracak bir elçi çıkar rabbimiz!” Talim yani eğitim Terbiye veTezkiye’den önce gelir.
Terbiye imkanı
Nefsi terbiye etmek gayret ve çaba ister. İnsan çabalamadıkça nefsini terbiye edemez. Zamanını boş boş geçiren nefisle cihattan kaçan bazı tembel insanlar karakterin düzeltilmesinin imkânsız olduğunu, tabiat olaylarının değişmez olduğunu iddia ederler. İddialarını ispatlamak için iki gerekçe ileri sürüyorlar:
1- Ahlak batını bir formdur. Yaratılış ise zahirî bir formdur. Zahirî yaratılış değiştirilemeyeceği gibi ahlak da batını bir yaratılış olduğu için değiştirilemez.
2- Öfkeyi, şehveti, dünyevi arzuları ve benzerlerini kökünden söküp atmayı başarırsanız, iyi bir ahlaka ulaşılabilir. Ancak bu imkansızdır ve bu işle meşgul olmak faydasızdır.
Bu tür gruba şunu söylemek gerekir ki eğer ahlak değişmez olsaydı bu kadar çok ahlaki tavsiye, dini liderlerin verdiği rehberlik ve derslerin hiçbir anlamı olmazdı.
Şems suresi 9-10. ayetlerinde şöyle buyruluyor: “Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere boğan da ziyan etmiştir.”
Avlanan geyik ve köpek gibi yabani hayvanlar insanla yakınlaştığında nasıl eğitilebiliyorsa insanın eğitilemeyeceği sonucuna varmak nasıl mümkün olabilir?
Muhsin Kıraati’nin “Gelişme Yolu” kitabından alıntıdır.