Dedikodu yapmak iki tarafın birbirine vaat ettiği bir eylemi ifade eder. Dolayısıyla bu, fesada yol açan bir ifşa türüdür. Bu davranış İslam’da yasaklanmış olup büyük günahlardandır.,
Bu çirkin özellik tüm insani ve toplumsal ilişkileri yok etmekte, dostluk ve inanç zincirlerini kırmaktadır. Kur’an-ı Kerim Hümeze suresi ilk ayetinde şöyle buyuruyor: “Arkadan çekiştiren, ayıp kusur arayan, servet toplayan ve onu sayıp duran herkesin vay haline!”
Kalem suresi 11. ayeti: “Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan..
“Nemim” kelimesi aslında yürürken bir şeyin hareket etmesinden veya ayağın yere çarpmasından kaynaklanan ses anlamına gelir. Çünkü dedikodu yapanlar, önemli bir habermiş gibi göstermek için genellikle yavaş ve kulaktan kulağa konuşurlar. “Meşşâin bi nemîm” düşmanlık ve rahatsızlık yaymak için dedikodu yapan kişidir. Bu insanlar başkalarının sözlerini iftira atmak, aralarındaki dostluğu bozmak ve fitneyi canlandırmak amacıyla aktarır. Bu amel büyük ve tehlikeli günahlardan biri olup toplumun vahdetini ve saflığını bozar.
Bu ayetin eğitici yönü ise dedikodu yapan kişinin sözlerine güvenilmemesidir. Bu insanlar toplumda kabul görmez ve nefret edilirler.
İslam’ın ilk dönemlerinde dedikodunun açık örneği, münafıklar İslam dini ve Peygamber Efendimiz ile yüzyüze mücadeleden bir sonuç alamayınca, dalkavukluk ve münafıklık yoluyla kendi kötü emellerine ulaşmaya çalışmalarıdır.
Hucurât suresi 6. ayetinde şöyle buyruluyor: “Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.”