IQNA

Hz Zehra’nın hayatına kısa bir bakış

9:08 - December 05, 2024
Haber kodu: 3486259
IQNA - Hz. Muhammed’in vefatından sonra hayatta kalan tek çocuğudur ve varisidir. Peygamberin soyunu devam ettiren tek evlâdıdır. Peygamberimizin diğer çocuklarından dünyaya evlâdı gelmemiştir.

Hicretten 16 yıl önce ve risalet’ten beş yıl önce Cemaziyelahir ayının 20.günü dünyaya gelir. Doğum tarihi miladi olarak 20 Ocak 606’dır.

Hz. Fatıma’nın (s.a) bir kaç tane künyesi vardır. Bu künyelerin en ünlüleri şunlardan ibarettir: “Ümmü Ebiha”, “Ümmü’l Eimme, “Ümmü’l Hasan” ve “Ümmü’l Hüseyin”. 

Hz Fatıma’nın çok sayıda lakabı vardır. Bunlar :  

Zehrâ               (parıl parıl parlayan),

Sıddıyka           (özden bağlı olan),

Tâhire               (tertemiz olan),

Betül               (her türlü kirden arınmış olan),

Mübareke         (kutlanmış olan),

Zekkiye            (her kötülükten korunmuş olan),

Râziyye             (Allah’ın rızasını kazanmış olan),

Hayrünnisâ       (kadınların en hayırlısı),

Seyyide            (kadri yüce ve ulu olan).

 Fatıma, Hz. Muhammed tarafından en çok sevilen isim idi. Öyleki Mescide geldiklerinde, Hz. Muhammed önünde ayağa kalkmıştır. Bu saygı Hz. Fatıma’nın yüceliğini bildirmesi bakımından kanıttır.

Hz. Muhammed tarafından hakkında söylenmiş pek çok kutlu söz bulunmaktadır. Bazıları şöyledir;

 “Ey Fatıma! Allah sana ve senin soyuna cehennemi haram kılmıştır.”

 “Fatıma bendendir, ben Fâtima’danım.”

 “Allah Fatıma’nın sevincinden sevinç duyar, gazabından gazaba gelir.”

 “Fatıma’yı inciden beni incitmiş, beni inciden ise Cenabı Allah’ı incitmiş olur.” 

 “Benim soyum Fatıma’dan gelecektir.”

 “Fatıma cennet hatunların seyyidesidir.”

 Hicretten iki yıl sonra, 18 yaşında iken 21 Mart 624 miladi tarihte Hz. Ali ile evlendirilir

Hz. Fatıma (a.s), hoşgörü, sükûneti ve açık gönüllüğü ile, geniş ufuklu vakarıyla, öz güven ve yumuşaklığıyla, ağırlığı ve temkinliliğiyle, sağlam karakteri ve iffetiyle, onurunu korumasıyla bir ahlâk abidesiydi.

Fatıma (a.s), yüksek bir ahlâka, onurlu bir karaktere, üstün bir nefse, ulu bir duyarlılığa, çabuk kavrayan bir anlayışa, keskin bir zihne, yüce bir erdeme, parlak bir üstünlüğe, misk kokan bir nefese, cesur bir yüreğe, kendini beğenmişlikten uzaklığıyla hayranlık uyandıran bir izzete sahipti. Kibirlilerin tasavvur ettikleri büyüklük onun düzeyine erişmekten çok uzaktı. Büyüklenenlerin ve zorbaların karşısında eğilmezdi.

Hz. Zehra (a.s) az ile yetinen zühd sahibi biriydi. O, ihtirasın kalbi parçaladığını, işlerde düzensizlik ve dağınıklığa neden olduğunu çok iyi biliyordu. O, hayatının sonuna kadar babasının kendisine söylediği şu sözü prensip edindi:

“Ey Fatıma! Ebedî nimetlere kavuşabilmen için, dünya hayatının acılarına karşı sabret.”

Basit bir hayata razıydı. Hayatın zorluklarına karşı sabırlıydı. Helâlin azına kanaat getirirdi.

Dünya hayatının zorluklarına sabrederken, dilinden Rabbinin zikrini eksik etmeden sorumluluğunu yerine getirme hususunda muazzam bir sabır örneği sergiliyordu.

Cömertliği ve eli açıklığı bakımından tam da babasının yolunda gidiyordu.

İnsân Suresi’nde gözlemlediğimiz gibi, Kuran-ı Kerim, Fatıma'nın (a.s) ihlâsının eksiksizliğine, Allah’a karşı derin huşu içinde oluşuna, Allah'a ve ahiret gününe olan büyük inancına tanıklık etmektedir.

Hz. Fatıma (a.s), Resulullah efendimizin hayatının ilk dönemlerinde babasını, sonra annesini, ardından, hayatının en zor döneminde, davet ve Allah yolunda cihadın en çetin sürecinde eşi Hatice Kübra'yı kaybetmesinden dolayı yaşadığı acıları gidermeği ve duygusal boşluğu doldurmayı başardı.

Fatıma (a.s) babasını gözetip koruyordu. Tarihin bize aktardığı olaylar, Fatıma’nın, babasına sunduğu muhabbetle onun risaletin ağır yükünü taşımasına yardımcı olduğunu gözler önüne sermektedir. Böylece Hz. Peygamber’in defalarca söylediği “Fatıma babasının annesidir.”  sözün arkasındaki sırrı da kavramış oluyoruz.

Kaynaklar: Hürseda, Cem vakfı,Ehlader

captcha