IQNA

İmam Humeyni’nin düşüncesinde İran dış politikasının temeli

9:11 - June 02, 2025
Haber kodu: 3487895
IQNA – İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçi, İmam Humeyni’nin siyasi düşüncesinin en önemli temellerinden birinin "her türlü yabancı egemenliğinin reddi” olduğunu vurguladı.

Habere göre bu açıklama, cumartesi sabahı Tahran’ın güneyinde İmam Humeyni’nin (ra) türbesinde düzenlenen ve Dışişleri Bakanlığı personelinin İslam Cumhuriyeti’nin merhum kurucusunun ideallerine bağlılıklarını tazelediği bir törende yapıldı.

Rahmetli İmam’ın kapitülasyonlara karşı çıkışının, İran İslam Cumhuriyeti’nin dış politikasının temeli olarak ‘tahakkümün reddi’ ilkesini tanımlayan ve sabitleyen hareketin başlangıcı olduğunu söyledi.

“Ne Doğu, ne Batı’ politikasının da bu ilkeden kaynaklandığını kaydetti.

15 Hordad Kıyamı, 5 Haziran 1963 tarihinde, İmam Humeyni’nin tutuklanması üzerine İran’da meydana gelen büyük bir halk ayaklanmasıdır.

Irakçi İmam’ın hareketinin kilit noktasının 15 Hordad olayından sonra olduğunu belirtti.

İmam’ın kapitülasyonlara  karşı çıkması aslında Amerikan’ın İran yargı sistemi üzerindeki hakimiyetinin reddiydi. Kapitülasyon sadece Amerikan askerleri için değil İran’daki Amerikan vatandaşlarına dokunulmazlık garantisi verdiğinden dolayı kınadı.

Bu mesele İslam devletinin önemli direklerinden birinin yabancı hâkimiyetine girmesini kabul etmek anlamına geliyordu.

İmam Humeyni “Elbette biz Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz”  ayetiyle konuşmasına başlayarak bu kanunu milli ve manevi bir felaket olarak değerlendirmiştir.

Dışişleri Bakanı Irakçi, İmam’ın bu tavrını Kur’an’daki “ Artık kıyamet gününde Allah aranızda hükmedecek ve kâfirlere, müminler aleyhinde asla yol vermeyecektir. “(Nisâ:141) ayetine dayandırdığını ve İmam’ın, yabancı egemenliğinin tamamen reddedilmesine dayanan dış politikasının ilkelerini açıkladığını belirtti.

“Ne Doğu ne de Batı” politikasıyla bağımsızlık ısrarı ve yabancı egemenliğinin reddedilmesi, merhum İmam’ın kurduğu ve vurguladığı bu ilkede kök salmıştır.

Irakçi, İran Anayasası’nın ikinci maddesinde İslam Cumhuriyeti’nin baskının, zorbalığın, tahakkümün ve tahakküme boyun eğmenin reddi üzerine kurulu bir sistem olduğunu belirterek “Bu ilke, hareketimizin temeli olmuştur ve olmaya devam etmektedir.” dedi.

Bakan, bu çizginin bugün de özellikle nükleer meselede İran diplomasisine rehberlik ettiğini vurguladı.

Uranyumu zenginleştirmenin sadece teknik bir ihtiyaç olmadığını, aynı zamanda uluslararası anlaşmalarla tanınmış yasal bir hak olduğunu belirten Irakçi, “Diğer tarafın zenginleştirme yapmamamız gerektiğini söylemesi, bir bakıma kendi egemenliklerini bize dayatmalarıdır” ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı, Batılılı ülkelerin nükleer silahsızlanmayı taahhüt etmiş olsalar da, bu taahhütlerine hiçbir zaman uymayarak aykırı davrandıklarını belirtti. İran’ın her zaman nükleer silahlara karşı olduğunu söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçi, son olarak “Kendimizi merhum İmam Humeyni’nin ve İslam Devrimi Lideri’nin askerleri olarak görüyoruz ve İslam Devrimi’nin zaferinden bu yana geçen 40 yılı aşkın süre boyunca, her zaman sadık askerler olmaya çalıştık ve Allah’ın izniyle öyle kalacağız” dedi.

4285558

captcha