IQNA

Trump'ın yenilgisi popülizmin sonu anlamına gelmiyor

12:02 - December 09, 2020
Haber kodu: 3471588
New York'taki Buffalo Üniversitesi'nde yardımcı doçent olan Phillips Stevens Jr. "Avrupa'daki birçok mevcut popülist hareket Trump tarafından kışkırtılmış olsa da, başkanlık seçimlerindeki yenilgisi popülizmin sonu anlamına gelmeyecek" dedi.

IQNA’nın raporuna göre, ABD başkanlık seçimlerinin sona ermesinden ve Donald Trump'ın yenilgisinden sonra, birçok kişi bu yenilginin dünyadaki birkaç yıl önce başlayan popülist akımlar için bir tür yenilgi olabileceğine inanıyor. Diğer uzmanların tümü, popülizmin ve daha modern haliyle (Trumpizm), Batı toplumlarında popülizmin popülerliğini yavaşlatmış ve azaltmış olabileceğine inanıyor. Ancak bu ideolojinin hala takipçileri var.

Phillips Stevens Jr., insan kültüründe din ve maneviyatın köklerini analiz eden ve izleyen New York'taki Buffalo Üniversitesi'nde antropolog ve sosyo-kültürel uzman ve yardımcı doçenttir.

Stevens ayrıca toplumsal korkulara toplu tepkiler ve popülizm gibi konular üzerine de kapsamlı yazılar yazdı. Kitapları arasında (Anthropology of Religion ) Din Antropolojisi (2010) bulunmaktadır. IQNA ile yaptığı röportajda Trumpizm ve dünyadaki popülist hareketler hakkındaki görüşlerini paylaştı.

Phillips Stevens Jr. bazılarının Donald Trump'ın 2020 seçimlerinde yenilmesinin dünyadaki popülist akımların yenilgisi anlamına geldiğine inandığı sorusuna yanıt olarak, dünyada devam eden popülizm dalgasına değinerek şöyle söyledi: Trump'ın bu yılki başkanlık seçimlerindeki yenilgisi, en azından geçici olarak bu hareketleri (popülist hareketler) yavaşlatmalı. Avrupa'daki mevcut popülist hareketlerin çoğunun Trump tarafından kışkırtıldığı gösterilmiş olsa da, başkanlık seçimlerindeki yenilgisi işlerinin sonu olmayacak ancak popülizmi ve popülist hareketleri tanımlamak iyidir. Demokrasi ilkelerine dayalı bir hükümette, kolektif bir baskı duygusuyla şekillenen ve hükümetin durumlarını iyileştirmeye yardım etmeyeceği sonucuna varan ve mevcut araçlarla destekçileri için daha iyi bir yaşam yaratma amacını gören herhangi bir toplumsal hareket Popülist kabul edilir. Dünyada toplumsal eşitsizlik olduğu müddetçe bu tür hareketler var ve olacaktır. Bu popülist hareketler, Trump'tan çok önce de vardı.

New York'taki Buffalo Üniversitesi'nde yardımcı doçent ve sosyal konularda uzmanı Batı toplumlarının popülizme ve İslam karşıtı akımlara eğiliminin ana nedenini şöyle açıkladı: Sosyal eşitsizlik, halkın tesislere ve fırsatlara erişimde bazı temel hakların reddedildiği duygusu anlamına gelir. "Popülizmi" "İslam karşıtı akımlardan" ayırmalısınız. Amerika Birleşik Devletleri'nde İslam'ın uzun bir tarihi vardır. İslam köleler, mülteciler ve diğer göçmenlerle ilişkilendirildi. Ancak bu din, yüzyıllardır Amerika'da pek ilgi görmedi. Ancak 11 Eylül saldırılarından sonra Müslümanlar bir İslamofobi dalgasının kurbanı oldu.

Phillips Stevens  ABD seçimlerinde Müslümanlar gibi ırksal ve dini azınlıkların oy verme ve etkisine halkın yaygın katılımının nedeninin Donald Trump'ın başkanlığı sırasında ırkçılığı ve diğer ayrımcılık biçimlerini teşvik ettiğini belirterek ‘’ Yedi İslam ülkesi vatandaşının Amerika Birleşik Devletleri'ne seyahatini yasaklayan icra kanunu herkesi şaşırttı ve Amerika Birleşik Devletleri'nin üzerine kurulu olduğu din özgürlüğü değerlerine tamamen aykırı oldu.’’ açıklamasını getirdi.

Sosyal konular uzmanı Amerika'daki Trumpizm ideolojisinin başka bir isimle yeniden iktidara gelip gelmeyeceği sorusuna yanıt olarak ‘’ Evet. Uzun zamandır ortalıkta ama çok daha küçük ve çok daha etkileyici. Trumpizm, Trump ile büyüyecek ve çok yavaş geçecek, ancak asla geçmeyecek. Çoğu insan, başka bir demagojinin bir daha asla iktidara gelmeyeceğini umuyor ve bazı siyasetçiler ve siyaset bilimciler bunun olmasını engellemeye çalışıyor, ancak bu tür reformların mümkün olup olmayacağını görmek için beklemek gerek ‘’ dedi.

Stevens son olarak , popülizmin ve aşırı sağcılığın yenilgisinden sonra dünyayı tehdit edebilecek tehlikeye değinerek ‘’Binlerce insan için kuraklık ve kıtlığa yol açacak olan, hızla artan iklim değişikliğinden kaynaklanan şiddetli çevresel bozulma, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorundur. Dünya ulusları bir iklim felaketini önlemek için birlikte çalışmalıdır. Bu gerçekten ciddi bir mesele, dünya milletlerinin çevre alanındaki pragmatizmi artık ertelenemez.’’ diye konuştu.

3939609

captcha