IQNA

Nehcü’l Belağa’nın ışığında sosyal hayat /2

Cesaret ve cihad’da bir örnek: Hz. Hasan (a.s)

18:26 - May 29, 2023
Haber kodu: 3480448
Hz. Ali’nin (a.s) sosyal yaşamı dersler dizisinin ikinci dersinde Hz. Hasan’ın (a.s) yeri konusu ele alındı.

Hz Ali’nin (a.s) hayat ilkeleri her yönüyle Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in (s.a.v) sünnetine dayanıyordu. Sosyal hayatında da ilâhi emirlere ve herkes için mükemmel bir örnek sayılabilecek Nebevî Siyer’e göre hareket etmiştir.

Nehcü’l Belağa araştırmacısı Bahşali Kanberi Nehcü’l Belağa’ya dayalı sosyal ahlak dersler dizisinin ikinci dersinde şu açıklamlarda bulundu:

Bu derste Nehcü’l-Balağa’nın 207. Hutbesini ele alacağım. Hz Ali’nin (a.s) Hz Hasan hakkındaki görüşüne değineceğim. Hz Hasan’ın ismi Nehcü’l Belağa’da birçok kez zikredilmiş olup bunlardan en önemlisi 31. Mektup’tur ki bazı görüşlere göre Hz Hasan’a hitaben yazıldığı söylenmektedir.

Hz Ali'nin (a.s) bu mektubu İmam Hasan (a.s) Müçteba’ya yazdığı, Nehcü’l Belağa müfessirleri arasında iyi bilinmektedir. Bu mektup, Hz Hasan’ın (a.s) Hz Ali’nin (a.s) yanında ne kadar yüksek bir konuma sahip olduğunu göstermektedir. Nehcü’l Belağa’nın bazı mektuplarında Hz Ali (a.s), Hz Hasan’ı (a.s) bazı yerlere temsilcisi olarak gönderdiğinden bahsetmektedir.

Şii, mutezili filozofların ileri gelenlerinden biri olan İbn Ebi’l Hadid, şerhinde Hz Hasan’ın (a.s.) Hz Ali’ye (a.s) danışmanlık yaptığını defalarca beyan etmiş olup Hz Ali’nin (a.s.) İmam Hasan’ın (a.s.) görüşlerini çok doğru bulduğu belirtmiştir.

Nehcü’l Belağa’nın 207. Hutbesi Sıffin savaşıyla ilgilidir.  Hz Ali (a.s) askerlerin saflarına baktığında, Hz Hasan'ın (a.s) bütün askerlerin önünde ilerlediğini ve hiçbir şeyden korkmadığını görür. Buda onun babası kadar cesur olduğunu gösteriyor.

Seyyid Razi 207. Hutbede Hz Ali’nin (a.s) daha sonra şöyle dediğini yazdı:

“Şu genci sımsıkı tutun, (ölümüyle) belimi kırmasın benim! Çünkü ben Resulullah’ın (s.a.v) soyunun kesilme­mesi için bu ikisinin (Hasan ve Hüseyin'in) ölmesini iste­mem.”

Hz Ali’nin onlara karşı hassasiyet göstermesinin birçok sebebi vardı. Şiilere göre bu iki kardeş Hz Ali (a.s) ve Allah’ın Resulünü (s.a.v) biri barışta diğeri cihad da iki yönden tamamlamıştır. Hz Hasan’ın barış talebi Hz Hüseyin’den az değildir. Hz Hasan (a.s.) insanların güvenliğine ve korunmasına o kadar önem vermiştir ki, kendi görüşünün aksine Muaviye ile barışmaya hazırdır. İslam, cihad mecburiyeti olmadıkça barış ve huzur dinidir.

Hz Hasan’ın Nehcü’l belağa ve diğer rivayetlerden alınan  üç özelliğine burada değinmek isterim. İlki onun barışçı olması ve toplumun gerçekten barışa muhtaç olduğu bir dönemde barış bayrağını dalgalandırmasıydı. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in Maide suresi 32. Ayetinde şöyle buyuruluyor: “... Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur...” bu nedenle Hz Hasan her zaman adil barıştan yana olmuştur. Buda onun en önemli özelliğidir.

İkincisi, Hz Ali'nin (a.s) kelamında belirtilen cesaretidir. Hz Hasan (a.s) gerçekten cesurdu ve bunu Cemel, Sıffin ve Nahrevan'daki üç savaşta tamamen gösterdi.

Üçüncüsü, ise bağışlayıcılığı ve cömertliğidir ki bundan pek çok ders çıkarılabilir.

Bu nedenle Hz Hasan (a.s) hem Şii hem de Sünni Müslümanların nazarında yüksek bir konuma sahiptir.

captcha