Yahudileri de müşrikler düzeyinde Müslümanların en büyük düşmanları olarak göstermektedir.
Kur’an’da Yahudilere karşı duruş iki yönlü olup ilki tek Allah'a ve ahiret gününe inanan, salih amellerde bulunan ve “Kitap Ehli” arasında yer alan Yahudiler hakkındadır. İkinci grup ise kıyamet gününe inanmayan İslam’a karşı komplo kuran Yahudilerdir. Aslında bunlar, Yahudi kavminin kötü özelliklerinden bahseden ayetlerde zikredilen Yahudilerdir.
Al-i İmrân Suresi’nde tüm kitap ehlinin aynı olmadığı açıkça bildirilmektedir. Daha sonra Kitap Ehli’nden bir topluluğun Allah’a itaat etmek, Kur’an okumak, secde etmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak ve iyilik yapmak gibi güzel nitelikleri anlatlır.
Al-i İmân suresi 113-114. ayetleri: “Hepsi bir değildir: Ehl-i kitap’tan öyle bir topluluk var ki, geceleri ibadete durup Allah’ın âyetlerini okur, secdeye kapanırlar.”
“Bunlar Allah’a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten menederler ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar iyi kimselerdendir.”
Hatta Mâide Suresi’nde onların ahiterini bozmaları ve büyük günahlarına değinen ayetlerde, aralarında ılımlı bir grubun da bulunduğuna işaret edilmektedir:
Mâide suresi 66. ayeti: “Şayet onlar Tevrat’ı, İncil’i ve rableri tarafından onlara indirileni doğru dürüst uygulamış olsalardı göğün ve yerin türlü türlü nimetlerinden yararlanırlardı. İçlerinde aşırılığa kaçmayan bir zümre var; onlardan bir çoğunun yaptıkları işler ise pek kötüdür.”
Ayette Tevrat ve İncilin konumu yükseltilirken bunların uygulanmasının gökten ve yerden bereketlerin inmesine sebep olduğu vurgulanmaktadır.
Ayrıca Mâide suresinin 44. ayetinde (Kendilerini Allah’a vermiş olan peygamberlerin ve -Allah’ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için- rablerine teslim olmuş zâhidlerin, bilginlerin yahudiler arasında kendisiyle hükmettikleri, içinde hidayet ve nur bulunan Tevrat’ı elbette biz indirdik. Hepsi onun (hak olduğunun) şahitleri idi. O halde insanlardan korkmayın, benden korkun da âyetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.) Tevrat’ı bir hidayet kaynağı olarak tarif etmektedir.
Mâide suresinin 41-88. ayetlerinde Tevrat’ı uygulamayan, hatta öğretilerini çarpıtan ikinci grup Yahudilerin büyük günahlarına da vurgu yapmaktadır.
Bu grup neticede kâfir ve müşriklerle daha iyi ilişkiler kurdu. Mâide suresi 80. ayeti: “Onlardan birçoğunun inkârcıları dost edindiklerini görürsün. Onların önceden kendileri için hazırladığı şey, yani Allah’ın onlara gazap etmesi ne kötü bir sonuçtur! Hem de onlar azapta sürekli kalacaklardır.”
Bu sebeple bu Yahudi grubunun da Müslümanların en büyük düşmanı olduğu belirtiliyor. Mâide suresi 82. ayeti: “Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin. Yine, onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da, “Biz hıristiyanız” diyenler olduğunu göreceksin. Çünkü bunların içinde (insaflı) keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.”