Araştırmacılara göre, Eski Ahit’te iyilik yapanlara vaat edilen ödül çoğunlukla buğdayın ve tarım ürünlerinin artması, üzümün zenginleşmesi… gibi dünyavi mükâfatlardır.
Ayrıca İsrailoğulları için bahsedilen ceza da kıtlık, savaş, yerinden edilme, hastalık ve düşmanlık dahil olmak üzere bu dünyaya yöneliktir. Bu yüzden Eski Ahit’in tamamında ahiretteki ödül veya cezaya açık ve net bir şekilde tek bir paragraf bile ayrılmamıştır. Bu nedenle Yahudilerin en büyük fırkası olan Sadukiler ölülerin dirileceğine ve kıyamet gününün geleceğine inanmazlar.
Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerin yeniden dirilmeye inandıklarından bahsedilmektedir. Bu nedenle Yahudiler arasında mead inancı yaygın olup bu durum ilahi kitaplarda da dile getirilmiştir. Kur’an ayetlerini üç kategoriye ayırmak mümkündür: Hz Musa’nın kitabında ceza, mükafat ve ahiret dünyası ile ilgili zikredilen ayetler, Hz Musa’nın ahiretten bahsettiği ayetler ve ahiret dünyası ile ilgili Yahudi dilinde rivayet edilen ayetler. Örneğin:
Tevbe suresi 111. ayeti: "Allah, kendi yolunda çarpışırken öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır. Bu, Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da yer almış gerçek bir vaadidir. Kim Allah’tan daha fazla sözüne bağlı olabilir!"
A’lâ suresi 16-19. ayetleri: “Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.”
,“Oysa âhiret daha hayırlı ve süreklidir.”
“Bunlar önceki kitaplarda, İbrâhim ve Mûsâ’nın kitaplarında da vardır.”
Aslında materyalizm, Yahudilerin dini metinlerindeki düşünce ve öğretilere temelden yerleşmiş olup Allah’ı maddi varlıklar, insan hatta tuhaf bir varlık gibi bile tasavvur ederler. Örneğin Samuel Kitabı'nda (22:9-12) şöyle der: Burnundan duman yükseldi, Ağzından kavurucu ateş Ve korlar fışkırdı. Kara buluta basarak Gökleri yarıp indi. Bir Keruv'a binip uçtu, Rüzgarın kanatları üstünde belirdi. Karanlığı örtündü, Kara bulutları kendine çardak yaptı.