IQNA

Kur’ani şahsiyetler / 19

Kur'an'daki hikayelerin en güzeli; Yusuf kıssası

11:14 - December 06, 2022
Haber kodu: 3478499
Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir.

Hz Yusuf,  güzel yüzlü ve bilgili bir peygamber olarak tanıtılmıştır. Rüya tabiri bilgisiyle Mısır’da bir kıtlık olacağını tahmin etmeyi ve insanların yedi yıllık kıtlığa ciddi sorunlar yaşamadan dayanabilecekleri şekilde yönetmeyi başardı.

Yusuf beni İsrail peygamberlerindendi. Babası Yakup annesi Rahil idi. 11 kardeş idiler. Bünyamin öz kardeşi, diğerleri üvey kardeşti.

Kur’an, Yusuf’u Allah'ın temiz ve saf kullarından biri olarak tanıtmış olup adı Kur’an’da 27 kez geçmektedir ve Kur’an’ın 12. suresi onun adını taşımaktadır.

Yusuf Suresi’nde Hz. Yusuf’un hayatı detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Hz Yusuf’un hayat hikâyesi Kur’an’da “ahsen'ül-kasas” yani “hikâyelerin en güzeli” diye nitelenmiştir. Güzelliğiyle herkesi kendine hayran bırakan Yusuf’un (a.s) hayatı insanı hayretlere düşüren acayip olaylarla doludur. Güzel bir soydan büyük bir peygamberin evladı olarak dünyaya gelmiş, küçük yaşta anasından öksüz kalmış, babası tarafından çok sevilmiş, kardeşlerince kıskanılıp kuyuya atılmış, köle olarak satılmış, çok güzel bir kadın olan sahibesi Züleyha kendisine sevdalanmış, onun aşkını reddedince zindana atılmış, yıllarca zindanda kaldıktan sonra köle olarak geldiği ülkeye hükümdar olmuştur.

Çocukluğundan beri peygamberlik alametleri taşıyan Yusuf’a (a.s) babası tarafından özel ilgi gösterilmesi ağabeylerinin kıskanmasına neden olmuştur.

Yusuf’un hayatındaki en önemli olaylardan biri gördüğü rüyadır. Rüyasında güneş ve ay ile birlikte on bir yıldızın kendisine secde ettiğini görür. Rüya tabiri bilen babası rüyasını kimseye anlatmamasını istedi. Çünkü bu rüya Yusuf’un Peygamberliğine işaret ediyordu ve etrafındakilerin onu daha fazla kıskanmasına neden olacaktı.

Yusuf’un kardeşlerinin kışkançlıkları öyle ileri gitti ki onu kuyuya atarak Yakup’a onu kurdun parçaladığını söylediler. Yoldan geçen bir grup Yusuf’u (a.s) kuyudan kurtardıktan sonra Mısır hükümdarına köle olarak sattılar. Daha sonra hükümdarın karısı Züleyha, Yusuf’a (a.s) aşık oldu ve Yusuf’un onunla ilişkiye girmeyi reddetmesi üzerine Yusuf’u sadakatsizlikle suçladı ve Yusuf’u hapse atırdı.

Yusuf, yıllar sonra suçsuzluğunu kanıtlayarak hapisten çıktı ve Mısır kralının rüyasını yorumladığı ve Mısır’daki kıtlık sorununa çözüm getirdiği için sevildi ve kralın veziri oldu. Yedi yıllık kıtlık mücadelesini  Mısır ve çevre topraklar büyük bir sorunla karşılaşmayacak şekilde yönetti.

Yusuf (a.s) 120 yaşına geldiğinde Allah ona, sahip olduğu nuru ve hikmeti Babraz ibn Levi bin Yakub’a vermesini emretti. O dönemde yaklaşık 80 kişi olan Babraz’ı al Yakub (a.s) ile birlikte diğer çocuklarını ve torunlarını çağırdı ve onlara yakın gelecekte bir grubun yakında onları yeneceğini ve Allah’ın Levioğullarından Musa adındaki biri aracılığıyla yardım edinceye kadar, onlara şiddetli bir azap çektireceklerini söyledi.

Yusuf (a.s) öldükten sonra her topluluk onu kendi mahallesine gömmek istedi. Çatışma çıkmasın diye mermer bir sandığa koyup Nil’e gömdüler. Yıllar sonra Hz. Musa (a.s) naaşını oradan çıkarıp Filistin’e defnetmiştir.  

 

 

captcha