IQNA

Kur’an-ı Kerim ile sohbet / 5

İsrailoğullarının inek kesme hikayesi

14:22 - June 15, 2023
Haber kodu: 3480647
Kur’an ve Tevrat’ın ünlü kıssalarından biri İsrailoğullarının inek kesme kıssasıdır. Elbette Kur’an’da kısa bir şekilde ifade edilmiştir.

Bakara suresi, 67. Ayeti: “Bir zaman Mûsâ kavmine, “Allah size bir inek kesmenizi emrediyor” demiş; onlar da “Bizimle alay mı ediyorsun!” demişlerdi. Mûsâ, “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım!” dedi.”

Kur’an-ı Kerim’de bu kıssa kısa, şifreli bir şekilde beyan edilmiş olup Tevrat’ta daha açıklayıcı olarak zikredilir.

Hikaye kısaca şöyledir: Hz Musa’nın düşmanları birini öldürüp cesedini onun evinin kapısına attılar ve Hz Musa’yı onu öldürmekle suçladılar. Ve dediler ki: Eğer katil başkası ise, Rabbine sor ve onu bize tanıt.

Musa dedi ki: Allah diyor ki bir inek kurban edin ve etini ölünün üzerine koyun ki o canlansın ve katili teşhis etsin. Dediler ki: Bizi alay mı ediyorsun? Dedi ki: Bu Allah’ın emridir ve ben cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.

İsrailoğulları bahane göstermek için dediler ki:  Bu ineğin özellikleri nasıl olmalı? Hz. Musa’ya: “Bizim için Rabbine dua et de rengi neymiş? bize açıklasın” dediler. Hz. Musa da “Rabbim diyor ki, o bakanların içini açan sapsarı bir sığırdır.” (Bakara:69) şeklinde cevap verdi. Hz. Musa’nın kavmi bakara hakkındaki sorularıyla, kendi aleyhlerine zorluk üstüne zorluğa neden oldular. Aslında Allah onlara bir inek kesin, diye emrettiği kurbanda özel hususiyet aramamıştı. Ancak talepleri üzerine Allah (cc), ineğin vasıflarını anlatınca, emrin muhataplarının tedirginlikleri gittikçe artmıştı. İsrailoğulları, Bakara’nın mahiyetini sorduklarında Hz. Musa (a.s) onlara şöyle demişti: “Rabbim diyor ki, o; çift sürmek, ekin sulamak için boyunduruğa vurulmamış, kusursuz, hiç alacası olmayan bir sığırdır.” (Bakara:71)

Uzun aramalardan ve çeşitli tereddütlerden sonra bakara bulunmuş ve kurban edilmiş, geriye maktulün dirilmesi ve katilini haber vermesi kalmıştır. Allah Kur’an’da “Sığırın bir parçasıyla maktule vurun” dedik. (Denileni yaptılar ve ölü dirildi.) “İşte Allah (cc) ölüleri böyle diriltir, düşünesiniz diye mucizelerini de size böyle gösterir.” (Bakara:73) buyuruyor. Daha sonra ölü kişi dirilerek kendi kavminden olan katilini tanıttı.

Arifler İsrailoğullarının ineğinin insanın kendini beğenmiş nefsi olduğunu ve onu öldürmenin nefsani istekleri öldürmek ve onun batıl arzularını feda etmek olduğu söylemişlerdir. Beni İsrail “Bizimle alay mı ediyorsun?” dediler. Bu demektir ki Musa, sen bizi aşağılayarak bize hükmetmek istiyorsun, çünkü alay her türlü aşağılanmadan daha ağırdır.

Kur’an-ı Kerim’de Firavın hakkında şöyle gelmiştir: “Firavun bu konuşmalarla halkının aklını çeldi, hemen ona boyun eğdiler; onlar zaten yoldan çıkmış bir topluluk idi.” (Zuhruf: 54) yani kendi kavmini kendisine itaat etsin diye alçattı. Günümüzde dünya siyaset sahnesinde itaate zorlama yöntemlerinden biri de alay etme ve aşağılamadır.

Sarı rengin baştan çıkarıcı ve hoş bir görünüme sahip olmasından dolayı bu renge vurgu yapılmıştır. Ancak sarılık dışında hayatın yeşilliğinden ve zenginliğinden eser yoktur. Bu dünyevî nefs öldürülürse, gafletten boğularak ölmüş olan ilahî nefsin yeniden diriltilmesidir. Zira nefsin kurban edilmesi, ruhani kalbin hayat bulması demektir. En büyük cihad da zaten budur. Allah’a hakkıyla kulluk yolunda, insanda mevcut olan nefis hayvanının mutlaka kurban edilerek, kalbin mutmain edilmesi gerektiğini söylemektedir. Bu ise ancak insanın kendi nefsiyle mücadelesiyle mümkündür

Hüseyin Muhyiddin İlahi Kumşei’nin “365 gün Kur’an ile sohbet” kitabından alıntıdır.

4113048

captcha