İyi ve kötünün kökü hakkındaki gerçekler

TAHRAN (IQNA) - Dünyadaki varlıklar arasındaki ilişkiler sisteminde, günahları ve kötülükleri kendimize, her iyiliği ve hayırı Allah’a isnat etmemiz emredilmiştir.

Nisâ suresi 79. ayeti: “Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.”

Yaratılış sisteminde tek bir fail vardır ve yalnızca bir irade dünyayı yönetir. Bunun dışındaki herşey vehim ve hayalden ibarettir. Ama genel sistem atmosferinden bu  dünyaya geçtiğimizde  herkesin yaptığı her eylemden sorumlu olduğunu anlamalıyız.

Yasaların ve düzenlemelerin varlığı, iyiye ve kötüye, sosyal ve ahlâki ilkelere inanç, herkesin yaptıklarından sorumlu olduğunu gösterir. Bu yüzden Kur’an’da her şeyin Allah’ın elinde olduğu denildiğinde, genel sitemden bahsedilir. “Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa “Bu Allah’tan” derler, başlarına bir kötülük gelince de “Bu senden” derler. “Hepsi Allah’tandır” de. Ne oldu bu topluluğa ki bir türlü söyleneni anlayamıyorlar! “ (Nisâ / 78)

Dünyadaki varlıklar arasındaki ilişkilere gelince emir, günahları ve kötülükleri kendimize yakıştırmamız ve tüm iyilikleri Allah’a isnat etmemizdir. Çünkü Allah bize yetki vermiştir.

Bu bakış açısının ardındaki hikmeti kısaca söylememiz gerekirse iyilik varlıktan kaynaklanır ve onu nerede bulursak mutlak iyiye atfedilir şer ve kötülük ise yokluk türünden olup varlıkların doğasında var olan noksanlıkları ifade eder.

Hasan Muhyiddin İlahi Kumşei’nin “365 gün Kur’an ile sohbet” kitabından alıntıdır.

4113251