Muhammed suresi 24. Ayeti: “Kur’an’ı okuyup düşünmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde kilitleri mi var?”
Herkes Kur’an-ı Kerim ayetleri üzerine düşünerek Vahiy Kelam’ından istifade edebilir. Bazı müfessirler Kur’an’ın bütün sözlerini anlamış olsaydı, Ku’ran bize: “Derin düşünün” demezdi belli ki eğer bende düşünürsem yeni bir şey bulacağım.
Biz Müslümanlar ne yazık ki Kur’an-ı Kerim’den uzaklaştık. Yaşam programımızı kalitesiz, sömürgeci ve bencil insanları taklit ederek geçirdik. Bugünlere geldiğimizde ise gençlerimiz hergün okulda bu ayeti okuyup amel etselerdi sömürgeciler içimize nüfuz edemezdi: “Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. “(Mâide:51)
Al-i İmran suresi 118. Ayeti: “Ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız!”
İslam toplumu, faizi kesin olarak yasaklayan “harramer ribâ” (Bakara, 275) uysaydı, İslam toplumunun ekonomisi adil olurdu. Eğer Hucurât suresi 9. Ayetine göre amel etselerdi. Bütün İslam ülkeleri askeri politikalarını düzenler ve saldırganlara cevap verirlerdi. Böylece dünya nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturan İslam alemi gerçek haysiyet ve şerefini bulurdu. Eğer bütün Müslümanlar “Milletlerin perişanlığının ve helâk edilmesinin sırrı, zalimlere tabi olmaktır” (Hud, 59) diyen Kur’an’ın feryadını işitselerdi süper güçlerin kuklası olan hüküm sahiplerini kendilerinden uzaklaştırır ve Kur’an’ın sesine dinleyerek; karışıklık çıkaranlar ve bozguncuları (müfsidlerden) (A’râf:142), müsrifleri (Şuara:151), günahkarları (İnsan:42), cahilleri (Casiye:18), kalitesiz ve karekteri bozuk kimseleri (Kalem:10) takip etmeselerdi ve şimdi İslam ümmeti dünyanın en büyük gücüne sahip olurdu.
Zor bir gelecekte, ilahi adalet mahkemesinde Peygamber tarafından şikayet edilerek dava edileceğiz. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şikâyetini âhirette, o büyük yargılama sırasında dile getirecektir: “Resul, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a büsbütün ilgisiz kaldılar” dedi. “(Furkân:30)
Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Nübüvvet) kitabından alıntıdır.