Peygamber Efendimiz (sav) bir gün cemaat ile sabah namazını kıldıktan sonra halka döndüğünde rengi sararmış, gözleri çukurlarına çökmüş, saçları dökülen bir genç gördü. Resûlullah ona nasıl olduğunu sordu. Genç cevaben şimdi Hazretin hizmetinde olduğundan yakîn mertebesinde olduğunu söyledi.
İslam Peygamber’i (s.a.v) yakîn kelimesini duyunca şaşırarak gence yakîn alemetlerini sordu. Genç şöyle cevap verdi: Kıyamet gününe o kadar inanıyorum ki gözlerimde uyku kalmadı. Sanki bir yanda ateşi ve cehennem alevlerini, diğer yanda cenneti ve onun birçok nimetlerini, Allah’ın adalet divanını, mahşer gününü, insanların ve kendimin amellerinin hesaplandığını görüyorum.
Peygamber Eefndimiz (s.a.v) yakîn alemetlerini ondan duyduğunda gencin iddiasını kabul etti ve genç adam, Allah yolunda şehit olması için Peygamberimizden kendisi için dua etmesini istedi. İslam Peygamber’i (s.a.v) genç için dua etti. Allah yolunda hakla bâtılın mücadelesinde katıldığı bir savaşta şehit olan onuncu kişi oldu.
Yakîn mertebesine nasıl ulaşabiliriz?
Kur’an-ı Kerim’in Hicr suresi 99. ayetinde şöyle buyrulur: “ Kesin olan şey gelinceye kadar rabbine kulluk et.”
Muhsin Kıraati’inin İnanç İlkeleri (Nübüvvet) kitabından alıntıdır.