Hz. İsa’nın gökten bir “yemek sofrası” indirilmesi için duası

Tahran (IQNA) - Kur’an-ı Kerim’de Hz. İsa’nın gökten bir “yemek sofrası” (mâide) indirilmesi için dua ettiği ve bir mucize olarak sofranın indirildiği haber verilmektedir. Mâide rızık ve bereket sofrası anlamına gelir. Hz. İsa’nın duasının Kur’an’a işaret ettiği söylenebilir.

Mâide suresi, 114. Ayetini okuyalım: “Meryem oğlu Îsâ şöyle yalvardı: “Allahım! Ey rabbimiz! Bize gökten öyle bir sofra indir ki, ilk gelenimizden son gelenimize kadar bizler için bir şölen ve senden bir işaret olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en hayırlısısın.”

Mâide maddî ve manevî anlamda kullanılan rızık ve bereketle dolu cennet sofrası demektir. Bu, tüm insanların kalpleri ve dilleri ile Rablerine fısıldadıkları bir dua olup dünya yemeklerinin yanı sıra ruhları için cennettekilerin rızkını da istemelidirler.

Semavi sofra hikmet, marifet ve ilimdir yada ruhumuzun gıdası olan iyi işler ve insanlara hizmettir. Eğer bir kimse yaşamında salih ameller işlemez, birini sevindirmez vaya rahatlık sağlamazsa içten zayıflar ve ölür.

Manevi nimetlere ulaşmak için insanın bir planı programı olmalıdır. Bu tür ilahi nimetlerin inmesine yönelik etkili adımlardan biri de eğitimli ve manevi yönü yüksek insanların huzuruna ulaşmaktır. Bir diğer adım da iyi ve mükemmel kitaplar hazırlayıp okumak, müzik, resim gibi sanat adllarıyla ilgilenmek ve görsel sanatların harika eserlerini izlemektir.

Surenin 114. ayetinde geçen gökten bir “yemek sofrası” nın inişi için yapılan duanın, iyilik, güzellik ve hakikatle dolu göksel bir sofra olan Kur’an’a ait olduğu yada Hz İsa’nın bıraktığı kutsal sözler olduğu söylenebilir. Tüm beşeriyet baştan sona kadar bu sofranın manevi rızkına nail olarak sevgiyle birbirlerinin ellerini sıkabilir, doğruluk ve dürüstlükle birbirlerine hizmet edebilir. Sevgi ve iyilik şenliği, barış ve dostluk kervanını başlatabilirler.

Hüseyin Muhyiddin İlahi Kumşei’nin ‘365 gün Kur’an-ı Kerim ile sohbet’ kitabından alıntıdır.

4112212