IQNA

Araştırmacı yazar Zeynep Erkut:

Hz. Fatıma ve dini tebliğde kadının rolü (İkinci bölüm)

19:09 - January 17, 2023
Haber kodu: 3478977
Musa’nın kıyamı Asiye ile, İsa’nın mucizesi Meryem ile, Muhammed’in devrimi Hatice ile, Ali’nin velayeti Fatıma ile ve Huseyn’in mesajı Zeynep ile tamamlanmışsa, zuhuru gerçekleştirecek şartları hazırlayanlar da yine kadınlar olacaktır.

Meryem gibi bir kadın, temizliği, paklığı , ibadetleri (ki Yahudi tarihinde ilk ve tek örnek olarak mabedde kalmasına izin verilen tek kadındır Hz. Meryem) meleklerin cennetten yemekler getirdiği bir kadın, İsa’yı tamamlayan nur oluyor.

Zemzem, Hacer’in İsmail’e su ararken gösterdiği çabalarının ve İbrahim’in emrine itaatinin bir mükâfatı olarak çıkıyor yeryüzüne.

Hz. Muhammed (s.a.a) doğduğunda Yahudiler kendi kitaplarında yazan bilgilerden onun Mekke’de doğacağını biliyorlardı ve doğduğunda onu ortadan kaldırma planı yapmışlardı. Allah-u Teâlâ Halime’nin şefkatli kucağını sığınak yapıyor peygamberine.

Peygamberimizin risaletinin ilk yıllarında da en büyük hamisi ve destekçisi de bir kadındı. Hatice’nin serveti olmasaydı fakirlik müslümanları ortadan kaldırırdı (Murtaza Mutahhari) sözü bu hakikati açıklıyor.

Hz. Fatıma’nın varlığı ise hem nübüvvetin ve hem de imametin kilit noktasında olmuştur.

Allah-u Teâlâ bir Peygamber göndereceği zaman veya toplumda bir değişim meydana getirmek istediğinde değişimin kilit noktasında mutlaka bir kadın bulunur. Kadın ilahi emanetin toplumda aşikar olup yerleşmesinin teminatıdır.

Allah-u Teâlâ kadını cemal sıfatının, erkeği ise celal sıfatının tecellisi olarak yaratmıştır. Cemal sıfatı Allah’ın lütuf ve rızasını ve O’nun mutlak güzelliğini temsil eder. Mutlak cemal mahiyetini Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği bir güzelliktir. Eşyanın varoluş sebebi bu güzelliktir. Maddi alemde görülen tüm güzellikler, Allah-u Teâlâ’nın bu cemal sıfatının tecellileridir ve kadın ise bu sıfatın tüm varlığını şekillendirdiği bir varlıktır. Ve cemal sıfatı rahmetin tecellisidir. Dua ederken cemal sıfatlarıyla dua ediyoruz, yani Allah’a ulaşma vesilesi cemal sıfatıdır, cemal sıfatı ile Allah’la irtibat kuruyoruz, her işin başlangıcı besmele cemal sıfatlarını barındırır. Cemal sıfatı kul ile yaratıcı arasındaki bir bağlantıdır. Kadın da cemal sıfatının tecellisi olarak insanlığı hidayet nuruna cezbeden bir vesiledir. Bu yüzden İmam Humeyni (r.a) : “Erkekler kadın sayesinde Miraca yükselir" buyurmaktadır.

Kadını cemal sıfatının mazharı olarak yaratan Allah-u Teâlâ, insanın yaratılış aleminde yüklendiği emanetin hakkının eda edilmesini kadının sorumluluğuna bırakmıştır. Kadın sahip olduğu cemal sıfatı ile toplumu şekillendirir. Toplumun rengini belirleyen faktör kadındır. Çünkü kadın hakikati erkekten daha çabuk kavrayıp, kabul etmektedir.

Müslüman olmayıp sonradan İslam’ı seçen gayr-i müslimleri araştırdığımızda kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğunu görüyoruz. Kadının latif ruhu hidayet nurunu derk etmeye daha yatkındır çünkü. Kadın yaratılışındaki bu cevheri keşfetmediği müddetçe, insan Allah’a verdiği ahdi ve sözü yerine getiremez. Allah’ın yeryüzünde ki halifesi sıfatıyla, O’nun hükümetinin yeryüzüne hakim olması ancak kadının ıslahı ve kendi hakikatini tanımasıyla mümkün olur. Musa’nın kıyamı Asiye ile, İsa’nın mucizesi Meryem ile, Muhammed’in devrimi Hatice ile, Ali’nin velayeti Fatıma ile ve Huseyn’in mesajı Zeynep ile tamamlanmışsa, zuhuru gerçekleştirecek şartları hazırlayanlar da yine kadınlar olacaktır. Bu yüzden düşman bu vaadedilen adalet düzeninin hakim olmaması için, tüm saldırılarını kadın üzerinden yapıyor. Onlar hem kadının tesirini çok iyi biliyorlar hem de Hz. Fatımayı çok iyi tanıyorlar. Yahudilerin irfan ve Kabala kitaplarının çoğunun ismi Züher (yani İbranice Zehra)'dir.

Zehra’nın hakikatinin ortaya çıkmasının, toplumda nasıl bir değişim yapacağını bildikleri için bütün bunları gizleyip isimleri değiştirdiler. Tevrat’ın birinci kitabında, Hz. İbrahim’e gelecek ümmetle ilgili Allah’ın vaadlerinin anlatıldığı bölümde Hz. İbrahim’in bir oğlu olacağı haber veriliyor ve bu oğuldan gelen nesle kesret verileceği vaad ediliyor. Kesere kelimesi Kevser kelimesine işaret etmektedir. Ve aleme hükmedecek on iki hükümdarın bu kesereden yayılacağı yazıyor. O yüzden Peygamberimizin doğumundan yüzlerce yıl önce gelip Mekke’nin etrafına yerleştiler, zira kitaplarında peygamberin ve on iki hükümdarın o bölgeden çıkacağı yazıyordu. Onlar yüzlerce yıllık plan yaparak beklediler peygamberin zuhurunu ve Kevser’in soyundan on iki hükümdarın ortaya çıkışını. Kendilerini buna hazırladılar. Maalesef bizler gereği gibi anlamadık, gereği gibi tanımadık Kevser’i. Hz. Fatıma ile ilgili bilgilerimiz hem çok yüzeysel ve hem de çok dar bir alanda sıkışıp kaldı.Bizler ancak Onun yaratılış alemi ve hidayet yolu arasında bir bağ, bir köprü olduğunu derk etmekle, kendi konumumuzun ve vazifemizin bilincine varabiliriz. Hz. Fatıma’nın nübüvvet ve İmamet’in merkezindeki konumunu gereği ile idrak edebilirsek, zuhurun gerçekleşmesindeki şartları hazırlamadaki sorumluluğumuzun farkına varabiliriz. Allah’ın halifesinin yer yüzündeki hakimiyeti ve Mehdevi bir toplumun oluşması için Hz. Fatıma’nın varlık aleminin özü ve çekirdeği konumunda olduğunu derk etmemiz ve kendi varlığımızda cemal sıfatının ortaya çıkmasını sağlamamız gerekir. Çünkü toplumun mimarı kadındır. Kadını ıslah edilmemiş bir toplumun ıslah edilmesi mümkün değildir.

Allah-u Teâlâ bizlere sahip olduğumuz bu büyük nimetin kadrini bilmeyi ve o nimetin bizlere yüklediği sorumluluğumuzun farkına varıp, İmam-ı Zaman’a layık toplumu oluşturacak tohumları ekmeyi nasip etsin.
(Son)

captcha