Hz. Yusuf hayatı; Kur'an-ı Kerim'in en güzel hikayesi

Yusuf Peygamber'in Kur’an-ı Kerim'deki kıssası, insanın hayatı boyunca yaşayabileceği zorluklarla doludur. Ama sonunda Yusuf sabır ve Allah'a iman ile yüksek bir makama gelir.

Kur'an-ı Kerim'in on ikinci suresine "Yusuf" denir. Yusuf, Beni İsrail peygamberlerinden Yakup peygamberin oğluydu. Dokuz yaşındayken rüyasında on bir yıldızın, güneşin ve ayın kendisine secde ettiğini gördü. Bu rüya kaderini tasvir ediyordu. Mısır'da şöhrete kavuştuğunda, onu tehlikeli bir planla kuyuya atan kardeşleri yıllar sonra ona secde ettiler ve onun büyüklüğünü kabul ettiler.

Kur'an-ı Kerim'deki Yusuf Suresi, 111 ayeti olan ve 12 ve 13. cüzlerinde yer alan Mekki surelerinden biridir. Bu sure aynı zamanda Peygamber'e nazil olan elli üçüncü suredir.

Bu sure, surenin üçüncü ayetine göre «احسن القصص» (en iyi hikaye) olarak bilinen Hz. Yusuf'un hayatının farklı kısımlarını ayrıntılı olarak açıklamaktadır. En iyi hikaye denmesinin sebebi Kur’an hikayelerinin hedefine ulaşması, yani en üst düzeyde dersler öğrenilmesinden kaynaklanır.

Bu surede Hz. Yusuf'un kıssası onun rüyası ile başlar. Hikayenin ikinci bölümü kardeşlerin kıskançlığı ve Yusuf'u kuyuya atmasıyla ilgilidir. Yusuf'un kuyudan kurtarılıp satılması, Mısır’da Züleyha'nın Yusuf'a aşık olması, Yusuf'un hapse atılması, Mısır kralının rüyasını yorumlayıp hapisten çıkması, Yusuf'un Mısır'da göreve başlaması, Yusuf'un kardeşlerinin ve babasının Mısır'a gelmesi bu hikayenin diğer parçalarıdır.

Yusuf Suresi'nin amacı, kullara karşı Allah'ın velayetini samimiyetle ifade etmek ve en zor şartlarda onları haysiyetin zirvesine çıkarmak olarak değerlendirilmektedir. Bu, eğer mü'minler, kalplerin kesinliğine ulaşmışlarsa ve zorluklara karşı sabrederlerse böyledir.

Allame Tabatabai, Al-Mizan tefsirinde, Yusuf Suresinin asıl amacını, Allah'ın saf ve sadık insanlar üzerindeki koruyuculuğunun ifadesi olarak değerlendirir. Kim Allah'a gerçekten iman ederse, Allah'ın onu en zor koşullarda şeref ve azametin zirvesine çıkaracağına inanır.

Bu sureden çıkarılabilecek en önemli sonuçlardan biri, zorluklar ve meşakkatler karşısında sabır ve tahammüle, dünya zevkleri karşısında takvaya çağrıdır.

Allah, salih ve layık kulları bu şekilde mükâfatlandıracağını vaat etmiştir.