Ankebût suresi hakkında

Allah’ın Peygamberleri sahte tanrıların ne kadar değersiz olduğunu göstermeye çalıştılar, ancak takipçilerinin birçoğunun inatçılığıyla karşılaştılar. Ankebût Suresi, bu sapkın insanların inançlarını bir örümcek ağına benzetmektedir.

Ankebût suresi, Mekke döneminde inmiştir. 69 ayettir. Sure, adını 41. ayette geçen “elAnkebût” kelimesinden almıştır. Ankebût, örümcek demektir. Mushaftaki sıralamada yirmi dokuzuncu, iniş sırasına göre seksen beşinci suredir. 

Bu ayette müşriklerin putperestliği, gevşek bir örümcek ağına yaslanmaya benzetilmiştir. “Allah’tan başka varlıkların korumasına sığınanların durumu, örümceğin durumuna benzer: Örümcek, (ağını) kendine bir yuva edinir, ama yuvaların en çürüğü de örümceğin yuvasıdır. Keşke bilselerdi!” (Ankebût:41)

Bu ayetin tefsirinde, Allah’ın, inkarcıların taptığı putları bir örümceğin evine benzettiği, bu putların müritlerine hiçbir fayda sağlamadığı, insanları zarar ve zorluklardan koruyamayacağı ifade edilmektedir.

Surenin ilk kısmı, ilahi imtihan ve Münafıkların durumu hakkındadır. Bu iki mesele birbiriyle bağlantılıdır, çünkü münafıkların imtihan edilmeden bilinmesi mümkün değildir.

Bu sûrede Nuh, İbrahim, Lût ve Şuayb gibi zalimlere karşı duran büyük peygamberlerin akıbetinden bahsedilmektedir.

Surenin bir başka kısmında tevhidden, Allah’ın yaratılış dünyasındaki işaretlerinden ve şirkle mücadeleden bahseder.

Ve son kısım, sahte tanrıların zayıflığı ve acizliği ile ilgilidir. Görünüşte sağlam ve sert olmalarına rağmen sorunları çözmekten aciz oldukları söylenmektedir. Bir yandan da Kur’an’ın büyüklüğünden ve İslam Peygamberi’nin (s.a.v.) hakkaniyetinin sebeplerinden bahseder.